İran'ın Büyük Ressamı Kemal'ul-Mülk'ün Hayatı

Kemalu'l-Mulk'un ressamlık sahasına girmesi, bu sanat sahasında yeni düşüncelerin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Onun en önemli özelliklerinden biri, geleneğin sınırlarını aşarak, yeni üsluplara imza atmasıdır.

Ayrıca resim sanatında kullanılması gereken bütün unsurlardan yararlanarak, perspektif sözcüğünün pek tanınmadığı bir dönemde en kaliteli resimleri yaratmak onun diğer bir özelliğidir. Kemalu'l-Mulk cesaretli bir şekilde sosyal ve siyasal mevkisini bu ideallerin hizmetine vererek dönemin sanat ve siyaset alanında fikir ve düşünce değişikliklerinin başlatıcısı olmuştur.

Mirza Bozorg oğlu Muhammed Gaffari, Ş.1224 yılında, Kaşan kentine bağlı bir köyde doğdu. Dönemin ünlü ressamlarından olan amcası Samiu'l- Mulk ile birlikte Tahran'a gelerek, Darul-funun medresesinde, okumaya başladı. Okuduğu yıllarda, ressamlığı da ihmal etmeyerek kısa süre sonra, İran Şahı Nasıruddin Kaçar'ın dikkatini çekti, ve böylece saraydan, Kemalu'l-Mulk lakabını aldı.

Bu lakabı aldıktan sonra yarattığı ilk eseri "ayna salonu" adlı şaheserdir. Kemalu'l-Mulk Kacar Şahı Nasıruddin'in çok sevdiği bir insan haline geldi. Öyle ki, her çizdiği bir resim için Şah tarafından ona, yüklü miktarlarda para, altın ve hediye veriliyordu. Bir süre sarayda resim hocalığı yaptığı için "Nakkaşbaşı" lakabına da layık görülen Kemalu'l-Mulk Kaçar Şahının sarayındaki, fesat ve kargaşayı görünce, sanat alanında yenilikleri elde etmek bahanesiyle ve aslında saraydaki kötü durumdan uzaklaşmak için Avrupa'nın yolunu tuttu. Beş yıl süren bu yolculuk sırasında, sanat alanında yeni bir dünyanın gelişmeleri onun ufkunu açtı. Avrupa'da bulunduğu sürede bir çok ünlü ressamın eserleriyle tanışma fırsatı bulan Kemalu'l-Mulk, Muzafferuddin Şahın ikinci Avrupa gezisinde, onunla görüşerek kendisinin İran'a dönmesi isteği Şah tarafından dile getirildi ve o da Avrupa'da elde ettiği tecrübelerinden, İran'da istifade edeceği ümidiyle İran'a döndü, ancak saraydaki bazı insanların kıskançlığına uğradı ve ziyaret bahanesiyle tekrar iki senelik bir süre için İran'dan ayrılarak Irak'a gitti.

Burada bulunduğu sürede bazı eserler yarattı, bunlardan "Uyuyan Arap" ve "Kerbela Meydanı" adlı eserleri çok meşhurdur. Kaçar döneminde Kemalu'l-Mulk adında bir vakıf kuruldu ve eserleri bu vakıf tarafından koruma altına alındı. 1927 yılında emekliliğe ayrılan Kemalu'l-Mulk Nîşabur kentine bağlı Huseynabat kasabasına giderek kendine ait çiftliğinde yaşamını sürdürdü.

Ömrünün son dönemlerinde, bir taşın çarpması sonucu bir gözü görme kabiliyetini yitirdi. Nihayet, 1940 yılının 27 Temmuz'unda 95 yaşında iken vefat etti. Cenazesi, Nîşabur'lu ünlü şair Şeyh Attar'ın mezarı yanında toprağa verildi. Kemalu'l-Mulk'un bir kızı ve üç oğlu vardı.

Konular