Farsçada Pekiştirme Zamiri (36. Ders)

درس سی و ششم (Ders-i Sî u Şeşom)



***Dil Bilgisi***

*Pekiştirme Zamiri

Yapılan işin özneye döndüğünü anlatan zamir türüdür.

Farsça'da (خود) hod, (خویش) hîş ve (خویشتن) hîşten (kendi) kelimelerinden oluşan pekiştirme zamirleri, bu halleriyle bütün şahıslar için kullanılırlar. Tek bir zamir, bütün şahıslar için kullanılabildiğinden bu zamirlere 'müşterek şahıs zamirleri' de denilmektedir.

* Pekiştirme zamirlerinden (خود) hod, hem konuşma dilinde hem de yazı dilinde kullanılırken diğerleri genellikle yazı dilinde ve özellikle de klasik metinlerde görülür.

* Pekiştirme zamirleri, herhangi bir ismi ya da zamiri takip ettiklerinde sadece anlamı pekiştirme amacı taşıdıklarından cümleden atılmaları halinde cümlenin yapısına bir zarar gelmez. Diğer bir deyişle bu zamirler, cümlede bedel görevindedir.

Örnek cümleler: او خویشتن گم است که را رهبری کند
(Û, hîşten gom est ki-râ rehberî koned? - O, kendisi kayıptır; kime rehberlik edecek?)
اولین کسی که این کار را کرد من خودم هستم
(Evvelîn, kesî ki în kâr-ra kerd men hodem hestem - Evvelce/ilk olarak bu işleri yapan ben, kendim idim.)

* (خود) zamiri, bazen ayrı (خود من/ خود تو / خود او gibi) ve bitişik şahıs zamirleriyle (خودش / خودت /خودم gibi) birlikte bir tamlama içerisinde yer alabilir.

Örnek cümleler:

خود او همیشه مرد متواضع است (Hod-i û hemîşe merd-i mütevâzı est. - Kendisi, her zaman alçak gönüllü biridir.)

خود شما را بارها در دانشگاه دیدم (Hod-i şoma bârhâ der dânişgâh dîdem. - Zatınızı defalarca üniversitede gördüm.)

* Bazı durumlarda anlamı daha da pekiştirmek amacıyla söz konusu zamirler yani ayrı şahıs zamiri, pekiştirme zamiri ve bitişik şahıs zamiri birlikte/aynı cümlede kullanılır.

Örnek:

من خودم می دانم که خیلی دوستم داری (Men hodem mî dânem ki haylî dûstem dârî. -Ben kendim biliyorum ki beni çok seviyorsun.)


* Modern Farsça'da (خود) zamiri (شان) (تان) (مان) bitişik şahıs zamirleriyle birlikte bulunduğunda bazen (ها) çoğul ekiyle çoğul yapılarak da kullanılır.

Örnek Cümleler:

ما خودهامان نخواستیم (Mâ, hodhâmân ne-hâstîm -Biz, kendimiz istemedik.)

شما خودهاتان مقصرید (Şoma, hodhâtân muksirîd. -Siz, kendiniz suçlusunuz.)

همۀ اینها را از خودهاتان قبول کرده اید (Heme-i Înhâ-ra ez hodhâtân kabûl kerde îd. -Bütün bunları kendiliğinizden kabul etmişsiniz.)

*Görevleri Bakımından Zarflar

1- Fiilin Zarfı

Fiilin anlamını, meydana geldiği şartları, ortamı, meydana geliş tarzını, zaman, yer, durum vb. açılardan açıklayan zarflardır.

Örnek Cümleler:

جمله های مختلف را بارها تکرار می کردم (Cümlehâ-yi muhtelif ra bârhâ tekrar mÎ kerdem. -Çeşitli cümleleri defalarca tekrar ediyordum.)

قطار مقداری از ایستگاه دور شده بود (Kıtâr mikdârî ez îstgâh dûr şode bûd. -Tren istasyonundan biraz uzaklaşmıştı.)

2- Sıfatın Zarfı

Sıfatların anlamlarını açıklayan, derecesini gösteren/azaltan ya da artıran zarflardır.

Örnek Cümleler:

مرد بشیار دانا مرد (Merd-i besyâr dânâ mord. -Çok bilgili adam öldü.)

ورزشکار تند دونده آمد (Verzeşkâr-i tond devende âmed. -Pek/hızlı koşan sporcu geldi.)

3- Zarfın Zarfı

Cümledeki diğer zarfı niteleyen, anlamlarını sınırlayan ya da belirleyen zarflardır.

Örnek Cümleler:

احمد خیلی خوب کار می کند (Ahmed haylî hûb kâr mî koned. -Ahmed çok iyi çalışıyor.)

دیروز صبح او را دیدم (Dîrûz sobh û-ra dîdem. -Dün sabah onu gördüm.)

4- İsim-sıfatın Zarfı

Aslen sıfat olarak kullanılan kelimelerden sonra niteleyecek isim olmazsa bu kelimeler isim-sıfat olur. Örneğin geç saatte eve geldi. Eve geldiğinde geç olmuştu. İşte bazen zarflar, ek fiil ile birlikte kullanılan bu tür kelimeleri açıklar.

Örnek Cümleler:

وقت خیلی دیر است (Vakt haylî dîr est. -Vakit çok geçtir.)

زینب خیلی راحت بود (Zeyneb haylî râhat bûd. -Zeynep çok rahat idi.)

هوا کاملا صاف است (Hevâ kâmilen sâf est. -Hava tamamen açıktır.)

5- Mastarın Zarfı

Mastarların anlamını belirleyen ya da sınırlayan zarf türleridir.

Örnek Cümleler:

زیاد خوردن انسان را مریض می کند (Ziyâd horden insan-ra merîz mî koned. -Çok yemek insanı hasta eder.)

تند راندنِ ماشین بسیار خطرناک است (Tond rânden-i maşîn besyar hatarnâk est. -Arabayı hızlı sürmek çok tehlikelidir.)

زود آمدن بهتر از دیر رسیدن است (Zûd âmeden bihter ez dîr resîden est. -Erken gelmek, geç ulaşmak/varmaktan daha iyidir/yeğdir.)

6- Cümlenin Zarfı

Bazen zarflar, bir cümlenin tamamına anlamsal açıdan bağımlı olarak onun anlamını sınırlamak amacıyla kullanılır.

Örnek:

خوشبختانه کشورما روز به روز پیشرفت می کند (Hoşbahtâne, keşver-i mâ rûz be rûz pîşreft mÎ koned. - Ne güzel bir talih ki ülkemiz günden güne ilerliyor/gelişiyor.)

***Kelime Hazinesi***

دم ve دنبه (dom/donbe): kuyruk
دنبال گرفتن (dunbâl giriften): takip etmek
دمدار (domdâr): kuyruklu
داوطلب , خواهان (hâhân, dâvtaleb): aday
نشانگاه (nişangâh): hedef
کودتا (kodeta): darbe
اشامه (eşâme): çorba
آدينه (âdîne): Cuma günü
آغوش (âğûş): kucak
آشوب (âşûb): kargaşa, gürültü
آرایش (ârâyiş): süs, ziynet
بادبان (bâdbân): yelken
بالین (bâlîn): yastık, döşek
جانسپار (cânsipâr): canını feda eden
گوا (guvâ): şahit, tanık
گویا (gûyâ): söyleyen
لگام (ligâm): dizgin, gem (Arapça'da لجام licâm diye geçer.)
همنشین (hemnişîn): berabaer oturup kalkan, arkadaş (Arapça'daki karşılığı جلیس (celîs) dir.)

***Hikmet Damlaları***

1- بكوشيد تا جامهء ننگ نپوشيد

(Bekoşîd tâ câme-i neng nepûşîd.)

Çalış/gayret edin tâ ki (böylece) zelillik/değersizlik elbisesini giymeyin!

2- صفاى هر چمن از روى باغبان پيدا است

(Safâ-yı her çemen ez rû-yi bağbân peydâ est.)

Her yeşilliğin (bahçenin) huzuru/sefası bahçıvanın yüzünden ortaya çıkar/zuhur eder.

3- سخن گواه حال گوينده است

(Suhan govâh-i hâl-i gûyende est.)

Söz, söyleyenin halinin tanığı/şahididir.

* * * حلول ماه رمضان ماه رحمت و غفران الهی مبارک باد * * *

(Hulûl-i mâh-ı Ramadan, mâh-ı rahmet u ğufrân-ı İlâhî mubârek bâd!)

Ramazan ayının, İlâhî rahmet ve mağfiret ayının gelişi kutlu olsun!