Farsçada Edatlar – III (40. Ders)

درس چهلم (Ders-i Çihilom)



***Dil Bilgisi***

* Edatlar – III

1) Bileşik Edatlar حرف اضافۀ مرکب

Farsça bir edat ile isim, sıfat ya da harf gibi kelime türlerinden bir kelimenin birleşmesinden oluşan edatlardır. Bileşik edatların çoğu basit edatlar ve bağlaçlardan meydana gelir.

*Başlıca Bileşik Edatlar

از برای (Ez berâ-yi) : için
بجز (Becoz) : -den başka
جز از (Coz ez) : -den başka
بدون (به+ دون) (Bedûn-i) : -meksizin
به غیر از (Be ğayr ez) : -den başka
در خصوص (Der husûs-i) : hakkında
به خاطر (Be hâtır-i) : amacıyla
تا به حال (Tâ be hâl) : şimdiye kadar
به واسطۀ (Be vâsite-i) : aracılığıyla

2) Edat işlevi gören kelimeler/kelime grupları

a) جز (Coz, -den başka) anlamındakiler:

غیر & بغیر (Ğayr/bi-ğayr-i)
به استثنای (Be istisnâ-yı)
بیرون از (Bîrun ez)
جدا از (Cudâ ez)
دون (Dûn-i)
غیر از (Ğayr ez)
گزشت از (Gozeşt ez)

b) برای (için) anlamındakiler:

پی (Pey-i)
از پی (Ez pey-i)
از بهر (Ez behr-i)
از جهت (Ez cihet-i)

c) به (-e) anlamındakiler:

پیش (Pîş-i)
از راه (Ez râh-i)
نزدیک (Nezdîk-i)
به نزدیک (Be nezdîk-i)

d) چون (gibi) anlamındakiler:

بسان (Besân-i)
مثل (Mânend-i)
مثل (Misl-i)
بر سان (Ber sân-i)
به کردار (Be kirdâr-i)

e) در بارۀ (hakkında) anlamındakiler:

در باب (Der bâb-i)
در حق (Der hakk-ı)

f) Diğerleri:

فراز (Ferâz-i), anlamında kullanılır.
بدون (Bidûn-i), anlamında kullanılır.
از واسطۀ (Ez vâsıta-i), anlamında kullanılır.
با وجود (Bâ vucûd-i), anlamında kullanılır.

Örnek Cümleler:

من بدون شما به جایی نمی روم ( 1 (Men bidûn-i şoma be câ-yi nemî revem. Ben siz olmadan bir yere gitmem.)
2) تا به حال خبری از او به دست نیامده است (Tâ be hâl haberî ez û dest niyâmede est. Şu ana kadar ondan bir haber gelmiş değil!)
غیر از تو کسی نیامده بود ( 3 (Ğayr-ı ez to kesî niyâmede bûd. Senden başka kimse gelmemişti.)
4) از برای دیدن تو آمده بودم (Ez berâ-yı dîden-i to âmede bûdem. Seni görmek için gelmiştim.)
همۀ دانشجویان به استثنای او آمدند ( 5 (Heme-i dânişcûyân be istisnâ-yı û âmedend. Ondan başka bütün öğrenciler geldiler.)

***Kelime Hazinesi***

آستر (âster): astar
آسمان (âsmân): gök, gökyüzü
آسمانگون (âsmângon): lacivert
آسوده (âsûde): rahat, dinlenmiş; sevinçli
آسیا (âsiyâ): değirmen
آسیاب (âsiyâb): değirmen, su değirmeni
آسیب (âsîb): zarar, yara, meşakkat, felaket
راد (râd): cömert, bağışlayıcı
راز (râz): sır
رازدار (râzdâr): sır tutan/saklayan
راک (râk): koç
رام (râm): itaatkar, boyun eğen. ‘Allah a dayan, sa'ye sarıl, hikmete râm ol!’ der Mehmet Akif.
جانور (cânver): canlı, hayvan
جانور شناسی (cânver şinâsî): canlı bilimi: zooloji
جاوید (câvîd): ebedî, kalıcı. Pakistanlı büyük şair-düşünür İkbal’in Câvîdnâme’sini analım burada.
جام (câm): kadeh, bardak; cam
سحر جام (câm-i seher): güneş
جامه (câme): çamaşır, elbise, giysi
جانباز (cânbaz): fedakar, (canını ortaya koyarak oynayan yani:) canbaz
Bâz eki ‘oynayan’, ‘uğraşan’ şeklinde tercüme edilebilir: kumarbaz, sihirbaz gibi.
جان سپار (cân sepâr): canını veren. Cansiperâne savaşıyordu gibi Türkçe’de duymuşsunuzdur.

***Hikmet Damlaları***

خر همان خر است پالانش ديگر است - 1

(Har hemân har est pâlâneş dîger est.)

Eşek, (yine) aynı eşektir; palanı (semeri) farklıdır.

آسيا باش درشت بستان نرم باز ده - 2

(Âsiyâ bâş: doroşt be-sitân nerm bâz dih.)
Değirmen (gibi) ol: sert/kabayı al, yumuşak olanı (ürün olarak) geri ver!

حمام بى عرق نميشود - 3

(Hammâm bî arak nemîşeved.)
Tersiz (içinde terlenilmeyen) hamam (sefası) olmaz!


Not: Gelecek dersten itibaren 'Hikmet damlaları' bölümünün yerine seçkin edebî (şiir veya nesir türlerinde) eserlerden alıntılarla yola devam edeceğiz inşaallah.

***********************خدا حافظ (Hoda Hafız)********************************