DOGU EDEBİYATLARINDA SEVGİ, HOŞGÖRÜ VE İNSAN HAKLARI*

Doğu Edebiyatı çerçevesinde "Sevgi, hoşgörü ve insan hakları
konusunu ele alırken öncelikle iki noktaya temas etmek gerekiyor. Birincisi,
"Doğu Edebiyatı" tabirinin kapsamıdır. 14 asır öncesinden itibaren
dini İslam olan milletlerin Kuzey Afrika ve Arap Yarımadasıından Hindistan'a;
Saraybosna'dan Doğu Türkistan'a uzanan ülkelerde oluşturdukları
edebiyat, doğu edebiyatıdır. Ecdadımızın bütün bu bölgelerdeki
siyasi egemenliğinin asırlar boyu sürmüş olması, özellikle "Eski Türk
Ed ebiyatı" diye isimlendirilen klasik edebiyatımızın da bu isimlendirme
içerisinde yer almasını gerektirmiştir. Dolayısıyla bu edebiyat çok zengin
olan ve çeşitlilik arzeden bir muhtevaya sahiptir.
İkinci husus ise "sevgi 11 kelimesinin dostluk, muhabbet ve aşk gibi;
"hoşgörü"nün şefkat, merhamet, affetme ve mazur görme gibi; "insan hakları"nın
ise hukuk, adalet, eşitlik ve benzeri ilave mefhumlarla ilişkili olması hatta
bunları kuşatmasıdır. Bütün bu hususlar ise geleneksel kültürümüzün, doğu
edebiyatının ana temaları arasında yer almaktadır. Hulasa mevzu geniştir.
Müsadelerinizle konuşmamda önce insan haklarını ilgilendiren az ve öz açıklamalara,
sonra hoşgörüyü anlatan ifadelere ve sonuçta da sevgiye dair düşüncelere
yer vermeye çalışacağım.
• S.Ü. Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanlığı tarafından 14.4.1998 tarihinde düzenlenen "Doğu, Batı ve
Türk Edebiyatlarında Sevgi, Hoşgörü ve İnsan Hakları" Panelinde sunulan bildiri metnidir. ** .. .. .. Kırıkkale Universitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Doğu Dilleri ve Edebiyatları Bölümü Oğretim Uyesi.
ı ı O ................................................................................... Fen-Edebiyat Fakültesi
Mevlana(ö 1273)'nın şu ifadesi, adaletin klasik tarifini içerir;
''Adalet nedir? Her şeyi yerine koymak, zülüm nedir? Yerine koymamak'1
Adaletin varlığı hakların sahiplerine ulaşmasıyla anlaşılır. Adalet mülkün
temelidir, diğer bir deyişle devlet yönetiminin esasıdır.
Selçuklu Atabekleriyle münasebeti olan Sadi-yi Şirazı(ö.1292) güzel bir
sebep-sonuç ilişkisi kurar; ''Padişah adil, fukara doygun " 2 ·
A. Ş7r Nevai(ö.1501)'nin dostu ve bağlandığı bir kişi olan mutasavvıf,
alim ve şair Abdurrahman-ı Camı(ö.1492), devlet idaresinde adalet ve insafın
önemini çok önemli ikazlar taşıyan bir ifadeyle dile getirir;
"Bilmelisin kl devletin korunup devamının sağlanmasında luzumlu olan
adalet ve insafdır, ne inkardır ne de din.
Dünya düzeni için dinsizin adaleti, dindar şahın zülmünden daha iyidir"3
Doğu edebiyatında "hak" kavramının yaratıcı, onu0 fiili ve gerçek, doğru
anlamları ile insanlar arasındaki haklar manzumesini ifade için kullanılması dikkat
çekicidir. Kelime üzerinde ilahı ve insanı özelliklerin bir araya gelmesi insan
haklarının kutsal oluşuna işarettir. Hakkın, hukukun yerine getirilişi, adaleti temin
eder. Ayrıca bundan qaha ileri bir. anlayışa da yer verilir Doğu edebiyatında.
Adaletten öte ileri bir kavram olarak fazilet, hoşgörüye uygun bir durum
arzeder.
Bu inceliği, Fatih Sultan Mehmet ve II.Bayezit'in hediyeler gönderdikleri
ve hürmet duydukları, biraz önce adı geçen Molla Camı dizelerinde dile getirir;
"Suçu affetmek fazilet, intikamını almak ise adalettir. Fazilet ile adalet
arasında yüce sema ile yeryüzü arası kadar mesafe vardır.
Bu ikisinin arasındaki farkı bilen alim kişi nasıl fazileti bırakır da adaleti
tercih eder" 4
Hz. Peygamber "Al/ahım! bize fazlınla muamele et, adaletinle muamele
etme" şeklinde yakarmaktadır.
1 Mesnev7, Mevlana Celaledôın, Çev. Veled İzbudak, Gözden geçiren Abdülbaki Gölpınarlı, 1- VI,
İstanbul, 1988; krş. The Mathnawi of Jalalu'ddin Rumi, nşr., trc. ve şerh., Reynold A. Nicholson, Ivm,
London, 1925-1940,VI,2594
2 Bostan, Sadi, trc. Hikmet İlaydın, İstanbul, 1992, s.56 3 Baharistan, Abdurrahman-, Camı, nşr.İsma'il-i Hakim1, Tahran, 1371ş. s. 46 4 Baharistan, s.51
Edebiyat Dergisi ........................................................................................ 11 ı
İnsanlar aras ında affetme, hoş görme, güzel sonuçlar için bir usul ve
yöntem görülmüştür. Hz. Ali "Kötü davrananın iyi olmasını istersen ona iyi
davran" demektedir.
İbn-i Mes1
ud rivayet ediyor: ''Sanki Allah ~n elçisini gözümün önünde
görür gibiyim. Peygamberlerden birini anlatıyordu; kavmi onu dövüp kana boyamış/ardı.
O ise eliyle yüzünden kanı siliyor ve ''Al/ahım! Kavmimi affet zira
onlar gerçeği bilmiyorlar" diyordu 11
Şırazlı Sadı'den, 750 yıl kadar önce yazılmış, ecdadımızın çok değer verdiği
bir ahlak kitabı olan Gülistan isimli eserinden bir örnek; Bir padişah bir nedenle
bir esirin öldürülmesini emreder. Esir çaresizlik içerisinde hakaretler eder.
Çirkin sözler söyler. Bunları anlamıyan sultan "Ne diyor r diye sorar.Merhametli
bir vezir 11
.... 1 öfkesini yenenlere ve insanları affeden/ere Allah cennet hazırladı"
( Al-i İmran1 3/134) mealindeki ayeti diye cevap verir. Padişah da böylece insafa
gelir" 5
Edebi eserlerden olan Esraru't-tevhıd 1 den bir örnek; Plr-i Herat Ebu
Sa'ld (ö.440/ 1048-1049)ı sevenleriyle şehrin mezarlığına ziyarete gider, bir
kenarda içki içip saz çalan kişileri görürler. Yanındakiler onları cezalandırmak
ister. Ebu Sa'fd engel olur ve bu kişilere ''Ahiretiniz de dünyanız gibi şen olsun"
der. Rivayete göre bu inceliğe karşılık mezarlıkta alem yapan kişiler tevbe eder
ve şeyhe bağlanırlar" 6 •
Bir başka örnek; Hürmet edilen bir zata1 sevenlerinden birisi yanındaki
çocuğu şikayet eder ve ''Hocam! bu çocuk1 ancak sınav zamanı abdest alıp namaz
kılıyor. Biraz nasihat etseniz" der. Bu zat iseı ''Aferin! Maşallah! Ne kadar da
zekiymiş. Sıkışınca nereye sığınacağını biliyor" demeyi uygun bulmuş.
· Doğu kültüründe ve edebiyatında insanları incitmeme, zarar vermeme
ve güvenilir olma özenle anlatılır, şu örneklerde olduğu gibi;
Şırazlı Sa'drden:
"Halkın, varlığından huzur içinde bulunduğu kişiyı~ Allah affeder" 7
''Akıllı adam ne kendi bedeninde yara görmek ister ne halkın bedeninde'8

5 Gülistan, Sa'df, nşr. Halil Hati'b-i Rehber, Tahran, 1348ş., s.47-48
6 Esraru't-tevhid, Muhammed b. Munevver, nşr. Muhammed Rıza Şefı'i-yi Kedkeni, I-11, Tahran,
1371ş., 1,237 · 7 Bustan-ı Sa'di, Tahran, 1354ş., s.84 8 Bostan,trc., s.52
112 ................................................................................... Fen-Edebiyat Fakültesi
Firdevsi(ö.416/ 1025-1026)'den:
''Küçüklere ve büyük insanlara göre,, dünya bir karıncayı incitmeye değ-
mez 11 9
"Yem çeken karıncayı incitme, Zira canı vardır ve tatlı can hoştur" 10
Ahmed-i Yesevi(ö.1166)'den:
''Sünnet ermiş kafir bolsa berme zarar
Köngli kattığ diazardın Hüda bfzar
Allah hakkı andak kulga Sicdn tayyar
Danalardan eşitip bu söz aydım men a"
(Sünnet imiş, kafü de olsa verme zarar
Gönlü katı, gönül inciticiden Allah şikayetçi
Allah şahit öyle kula Siccin hazır
Bilgelerden işitip bu sözü söyledim ben işte" 11
Yunus Emre(ö.1320)'den:
"Gönül çalabın tahtı. Gönüle Çalab baktı
İki cihan bedbahtı kim gönül yıkar ise " 12
''ilm u amel ne assı bir gönül yıktın ise
Arif gönül yaptığı beraber hicaz ile 1113
Bütün bu ifadelere Hz. Peygamberin ''inançlı kişi, elinden ve dilinden
kimsenin zarar görmediği kişidir" hadisi, ''Kim bir cinayet işlememiş, yeıyüzünde
bozgunculuk yapmamış bir şahsı öldürürse,, sanki bütün halkı öldürmüş gibi olur
(Maide,, 5/32)"şeklindeki ilahi ikazı ve benzerleri kaynaklık etmiş olmalıdır.
Dosta ve düşmana davranış hususundaki şu örnekler dikkat çekici olmalıdır;

9 Emsal ve hikem, Ali Ekber-i Dihhuda, HV, Tahran, 1352ş.,I,468 10 Emsal ve hikem, IV,1765 11Divan-ı Hikmet,Hoca Ahmed Yesevi, Hazırlayan Hayati Bice, Ankara, 1993,s.5 12 Yunus Emre Divanı, Yunus Emre Divanı, Hazırlayan Mustafa Tatçı, Ankara, 1991 s.208
13 Yunus Emre Divanı, s.227
Edebiyat Dergisi ........................................................................................ 113
Hafız(ö.791/ 1388-1389)'dan:
"iki dünyanın huzuru şu iki sözün izahıdır; dostlara insanlık/ düşmanlara
yumuşaklık " 14
Camı'den:
''İskender gibi devlet istersen/ onun gibi güzel davranışla düşmanları
dost dostları ise daha dost yap "15
Sa'di'den:
"Bir düşmana üstün geldiğinde onu incitme/ zaten kendi derdi kendine
yeter.
Düşmanı öldürüp kanını boynuna alma. Onun hayran hayran senin etrafında
yaşaması daha iyidir " 16
''Allah yolu erlerinin düşman gönüllerini dahi üzmedik/erini duydum.
Sen bu makamı ne zaman elde edeceksin? Dostlarınla dahi ihtilaf ve
kavga içerisindesin " 17
Mevlana'nın bir rubaisiyle bu bölümü tamamlayalım;
• C, -
11 Yari ile hoş geçinen yarsız kalma4 müşteri ile iyi anlaşan iflas etmez.
Ay geceden ürkmediği için öyle parlak kaldı. Gül de dikenle uyuştuğu
için o kokuyu elde etti " 18
Sevgi konusuna gelince, bu kelime çok hoş ve onu konuşmak heyecan
verici. Hangi sevgiden söz etsek? insan sevgisinden mi? Millet sevgisinden mi?
Yoksa bayrak, ilim, kitap, kalem sevgilerinden mi? Ve de kimin dilinden ışık tutsak
konuya? Kesintiye uğratmadan, sözü uzatmadan Mevlana'nın sevgiye,
dostluğa dair sözlerini ard arda sunacağım.
"Sevgi/ acıları tatlıya çeker, götürür. Zira sevgilerin esası doğru yola getirmektir

Küskünlük ise, tatlıyı acılığa sürükler. Acı tatlıyla yenebilir mi" 19
11 Dıvan·ı Hafız, nşr. Allame Kazvını Kasım Gani, Tahran, 1372ş.s. 72,gazel nu.5 15 Baharistan, s.52
16 Bostan, s.40·41 17 Gülistan, s.146
18 Mevlana'nın Rubaileri, trc. M.N.Gençosman, İstanbul, 1986, Rubai 21 ı 19 Mesnevi, I,2580
114 ... ............................. ............... .... ........................ ..... ... Fen-Edebiyat Fakültesi
"Sevgiden acılar, tatlılaşır. Sevgiden bakırlar altın olur.
Muhabbetten tortulu sular durulur, berraklaşır. Sevgiden dertler şifa bulur.

Sevgiyle ölü diriltilir, sevgiyle padişahlar köle yapılır '"20
''Sen dostun mutluluğuyla sevinirsen/ bu dünya sana gül bahçesi görünür ıı 21
"Dostlarla birlikte olan/ hamam ateşinin içinde olsa da gül bahçesinde
sayılır "'22
Yine Mevlana'dan bir gazelle sözlerime son veriyorum,
"Gel birbirimizin kıymetini bilelim de sonra ansızın birbirimizden ayrılma
yalım.
Mademki, inançlı kişi inançlı kişinin aynasıdır, niçin aynamızdan yüz çeviriyoruz.

Cömert kişiler, dostlarına canlarını feda ettiler. inatçılığı bırak biz de insanız.

Niçin''Kul e'ıJzu" ve ''Kul Huve'/lah ayetlerini dua olarak aşkımız/ sevgimiz
için okumuyoruz.
Art niyetler dostluğu karartır, niçin bunları gönülden kovmuyoruz.
Ben ölünce1 beni hoşca an caksın. Niçin ölü severiz, diriye düşmanız biz.
Şimdi öldüğümü kabul et, barış yap/ anlaş. Çünkü biz barışta ölüler gibi
teslimiz,
Madem mezarımın üzerini öpeceksin/ yanağımı öp. Şimdi ikimiz de hayattayız.

Ey gönül ölü gibi sus. Bu dilden dolayı benlikle itham edilmekteyiz'23
20 Mesnevi, II, 1529-1531
21 Mesnevi, IV,2372 22 Mesnevi, IV, 1976
23 Külllyat- ı Şems, Mevlana Celaleddin, nşr. B. FurOzanfer, Tahran, 1345ş ,Gazel nu. 1535

Konular