İRAN COĞRAFYASINDA HZ. HÜSEYİN YASI ve BİR KERBELA KISSASI

TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELÎ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2012 / 63 359
İRAN COĞRAFYASINDA HZ. HÜSEYİN YASI
ve BİR KERBELA KISSASI
Ali CİN*
Özet
İslam tarihindeki en acı olaylardan birisi Kerbela hadisesidir. Bu vaka İslam âleminin bü-
tün fertlerinin ve özellikle Anadolu Alevilerinin yüreklerinde yıllardır acı bir olay olarak en
taze biçimiyle varlığını sürdürmektedir. Hem yazılı hem de sözlü edebiyatımızda Kerbela
hadisesini anlatan manzum ve mensur tarzda birçok edebi eser yazılmıştır. Edebiyatımızda
bu eserler genel olarak “maktel, maktel-i Hüseyin, Hikâye-yi Kerbela, Kerbela Mersiyesi”
gibi adlarla anılmaktadır. Klasik edebiyatımızda mersiyelerin önemli bir kısmının konusunu Kerbela mersiyeleri teşkil etmektedir. Söz konusu yazımız iki bölümden oluşmaktadır.
Birinci bölümde İran coğrafyasında Muharrem ayı içerisinde şihit edilen Hz. Hüseyin’in yasının nasıl tutulduğu anlatılacaktır. İkinci bölümde ise Muhammed bin Hüseyin tarafından
istinsah edilen Kerbela Hikâyesi üzerinde durulacaktır. Bu Kerbela hikâyesi de, iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Hz. Hüseyin’in Kerbela’da şehit edilmesi hadisesi, eserin
101r5 ile 104r4 varakları arasında yaklaşık yüz beyitte anlatılmaktadır. İkinci Bölümde ise
Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’le ilgili bir üzüm hikâyesi 104r6ile 107r7 varakları arasında anlatılmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Kerbela Hikâyesi, Maktel-i Hüseyin, Muharrem Ayı, Anadolu Alevileri
THE MOURNING OF PROPHET HUSSEIN AND A STORY OF
KARBALA IN IRAN
Abstract
One of the most painful events in the history of Islam is Karbala incident. For all memebers
of the Islamic world especially for Alawi people, this is a painful event that has been going
on for many years. There are many works related to Karbala incident that have performed
in verse and prose forms in our oral and in written literature. This works are usually named
as “maktel, maktel-i Hüseyin (maktal of Hussein), Hikaye-yi Kerbela (the story of Karbala),
Kerbela Mersiyesi (the dirge of Karbala)” in our literature. Dirges of Karbala constitute a
significant part of the dirges in our classical literature. Our article in question consists two
parts. The first part explains how is mourning of Prophet Hussein, who was martyred during
the month of Muharram, in the geography of Iran. The second part is about the story of Karbala which was copied by Mohammed bin Hussein. The story consists of two parts. In the
* Yrd. Doç. Dr., Akdeniz Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Antalya/Türkiye,
alicin@akdeniz.edu.tr
Ali CİN
360 TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELÎ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2012 / 63
first part of Propet Hussein’s martydom in Karbala, about a hundred works, between 101r5
and 104r4 couplet describes the foils. In the second section with a 107r7 and 104r6 Prophed
Hasan and Prophet Hussein, between the foils of the story is told about the grape.
Keywords: The story of Karbala, Maktel-i Hussein, Prophet Hussein, Muharram month,
Alewi People of Anatolia
Giriş
İslam tarihindeki en acı olaylardan biri şüphesiz ki, Hz. Muhammed’in torunu Hz. Hüseyin’in Kerbela’da şehit edilmesidir. Sünni İslam geleneği bu olayı ya-
şanılmaması gereken acı bir olay olarak değerlendirmiştir. Şii İslam geleneği ise bu
olayı büyük bir trajedi olarak değerlendirip, Şii İslam geleneğinin yaşaması ve yaşatılması noktasında siyasî ve toplumsal bir olay haline getirip çok çeşitli ritüellerle bu
trajediyi Şii İslam geleneğinin hafızasında zinde tutmaya gayret göstermiştir.
Birinci Bölüm
Günümüz İran coğrafyasında Muharrem ayı özel bir biçimde geçirilmektedir. Muharrem ayında eğlenceye dayalı her tür faaliyetten uzak durulmaktadır.
Muharrem ayı, yas ayı olup başlangıçtan sonuna kadar her gün ayrı bir biçimde de-
ğerlendirilmektedir. Özellikle Muharrem ayının yedisinden on yedisine kadar olan
günler yasın yoğun bir biçimde yaşandığı günlerdir.
Aşura tausa (tis’a) “dokuzuncu gün” diye zikredilen bu gün helim yemeği
yapılır. Helim yemeği kabuğu alınmış buğday ile bolca etin yedi sekiz saat birlikte
kaynatılmasıyla yapılan ve onuncu günü (Aşure günü) sabahı dağıtılmaya başlanan
özel bir yemektir. Aşure günü (Hz. Hüseyin’in şehit edildiği gün) camilerde, binaların giriş katlarında, özel olarak kurulan çadırlarda ve Hüseyniye’lerde* geniş katılımlı
yas merasimi düzenlenir. Hüseyniye’ler vakıf niteliğindeki özel kurumlardır. Hemen hemen her mahallenin, her bölgenin bir Hüseyniye’si mevcuttur. Aşure günü
Camilerde, çadırlarda, Hüseyniye’lerde toplanan halk, öncelikle günlük dinî ibadetlerini yerine getirir. Bu ibadetlerden sonra, Hz. Hüseyin’le ilgili en acı hikâyeler,
Kerbela’da yaşanmış olan acı olaylar ağıt formatında anlatılır. Bu ağıt okuyuş esnasında, ağıt okuyan kişinin okuma tarzına uygun olarak topluluk da ellerini göğüslerine vurarak ritim tuttururlar. Muharrem’in on üçüncü günü Hüseyniye’lerde, camilerde tekrar toplanılır, yemekler yenilir, adaklar adanır. Muharrem’in on yedinci
günü yine akşamüzeri Hüseyniye’lerde ve camilerde toplanılıp günlük ibadetler yapılır. Hz. Hüseyin’le ilgili klasik yas programı icra edildikten sonra sokağa çıkılır. İki
* İran’da Hz. Hüseyin adına atfen kurulan başlangıçta yalnızca Muharrem ayındaki yas için faaliyet gösteren
bugün ise bütün dini ritüellerin icra edildiği ve hemen hemen bütün mahallelerde bulan ve halk tarafından
yaptırılan önemli bir dini mekan.
İRAN COĞRAFYASINDA HZ. HÜSEYİN YASI VE BİR KERBELA KISSASI
TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELÎ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2012 / 63 361
sıra halinde erkekler önde kadınlar arkada yürür. Ortada ise bu yürüyüş esnasında
üzerinde Kerbelayı anlatan resimlerin bulunduğu kırmızı bayraklar taşınır. İki sıranın ortasında büyük ve küçük davulları çalan davulcular ile zilciler yer alır. Bu yürüş
bir ağıtçı, davulcu ve zilci eşliğinde iki üç saat devam eder. Topluluk bu ritme ellerini göğüslerine vurarak eşlik eder. Ayrıca bugünlerde mahalleler arası Hüseyniye’ler
karşılıklı ziyaret edilir. Yine aynı şekilde yemekler yenip, Hz. Hüseyin’in yası tutulur.
Bütün bu dinî ritüeller halk tarafından yapılır. Devlet ise sadece güvenlik tedbirlerini alır. İran coğrafyasındaki Muharrem ayı yası ile Türkiye Türkleri Alevi Bektaşi
geleneğinin Muharrem ayı yasındaki en büyük fark, Alevi Bektaşi geleneğinde on
iki günlük Muharrem orucu tutulurken İran coğrafyasında muharrem orucunun olmamasıdır. Hüseyniye’lerde Maktel-i Hüseyin’lerin toplu biçimde okunması, İran
coğrafyasında geleneğe ait canlı bir yas merasimi olarak devam etmektedir.
İkinci Bölüm:
İslam geleneğinde Hz. Hüseyin’in şehit edilmesi olayı, muhakkak ki büyük
bir üzüntü yaratmıştır. Hz. Muhammed’e olan sevgi ve onun çok sevdiği torunu
Hz. Hüseyin’in Kerbela’da acı bir biçimde şehit edilmesi olayı, İslam edebiyatında
Maktel-i Hüseyin (Güngör 1987: XX-XXII) adında bir türün ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Hz. Hüseyin’in şehit edilişini anlatan Maktel-i Hüseyin’ler Arap, Fars,
Urdu ve Türk edebiyatlarında önemli yere sahiptirler. Özellikle Fars edebiyatında
Şiiliğin resmî bir mezhep olması dolayısıyla birçok şairin Maktel-i Hüseyin’ler kaleme aldığı bilinmektedir. Fars edebiyatında özellikle Kaçarlar döneminde yazılan
Belâ ve İbtilâ, Envâr-ı Hüseyn, Mâtemgede, Dâstân-ı Gam, Esrârü’ş-şehâde gibi eserler
dikkat çekicidir (Güngör, 2003:456).
Türk edebiyatında Kastamonulu Şadi’in Dâsitân-ı Maktel-i Hüseyn’i (Güder,
1997) Lamî Çelebi’nin Maktel-i Al-i Resul’ü, Yahya Bin Bahşi’nin Maktel-i Hüsyn’i,
Hacı Nureddin Efendi’nin Maktel-i Hüseyn’i (Çağlayan 1997:32-34)) ile Gelibolulu Ali’nin Subhatü’l-Abdal (Arslan ve Aksoyak 1996:49-50) adlı eseri Kerbela trajedisini anlatan önemli eserlerdendir. Ayrıca, baştan sona Kerbela Kıssasını anlatmasa
da Fuzulî’nin Mehmed Paşa’ya sunduğu Hadîkatü’s-süedâ (Güngör 1987: XXXXXXII) adlı eseri de bu kapsamda değerlendirilebilecek Türk edebiyatındaki önemli
maktellerden biridir. Eğirdirli Şerîfî, Şevâhidü’ş-şühedâ adlı eserini Fuzulî’den aktarmalar yaparak yazmıştır (Yazar 2009:1092). Ayrıca bu maktellerin dışında divan şiirinde Yazıcıoğlu Mehmed, Hayretî, Kara Fazlî, Fehîm-i Kadîm, Nailî, Hakanî Mehmed Bey, Ruhî-i-Bağdadî, Neşatî, Behiştî, Keçecizâde İzzet Molla, Leyla Hanım,
Şeref Hanım, Osman Nevres, Yenişehirli Avni gibi pek çok divan şairinin Kerbelayı
anlatan mersiyeleri bulunmaktadır (Arslan ve Erdoğan 2009:54-55). XIX. yüzyılda yaşamış ve divanında ehl-i beyt sevgisine ve Alevi-Bektaşi şairlerinin gazellerine
yaptığı tahmislerle bilinen Murad Emrî Efendi’yi, (Öztahtalı 2011: 87) yine aynı
Ali CİN
362 TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELÎ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2012 / 63
yüzyılda yazılan ve Zeki Divanı’nda geçen mersiye türünde yazılmış kerbela kasidelerini, (Şahin, 2011: 242) Bektaşi şairlerinden Râşid’in Şâh-ı Şehidân Mersiyesi’ni de
(Turan ve Çetin 2010) zikretmek gerekir.
Makalemize de konu olan Kerbela Kıssası, Muhammed bin Hüseyin tarafından istinsah edilen ve bugün Milli Kütüphane 06 Mil Yz A 9605 numarada kayıtlı
bulunan Kıssa-yı Yusuf adlı el yazması eserin 102 ile 107. varakları arasında yer alan
ve manzum biçimde yazılmış bir Maktel-i Hüseyin’dir. Eser iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Hz. Hüseyin’in Kerbela’da şehit edilmesi anlatılır. Eserde bu
bölüm 101r5 ile 104r4 varakları arasında yaklaşık yüz beyitte anlatılır. İkinci bölümde ise eserin 104r6- ile 107r7 varakları arasında Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’inle ilgili
bir üzüm hikâyesi anlatılır.
Söz konusu Kıssa-yı Kerbela adlı eser yazmanın sonunda görülen tarihe göre
H.1998/M.1784 yılında istinsah edilmiştir. Eserin müellifi ile ilgili yazmada herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak birinci eserin yani Kıssa-yı Yusuf hikâyesinin
müstensihi Muhammed bin Hüseyin’dir. İkinci eserin yazı karakterinin değişmeden
devam etmesi ve Kıssa-yı Kerbela’nın sonunda yer alan “Sahibihû ve maliki Molla
Muhammed El-hakîr İbn-i Hüseyin Efendi-zâde” biçiminde bir temellük kaydı-
nın bulunmasından dolayı, Kıssa-yı Kerbela’nın müstensihinin de Muhammed bin
Hüseyin olduğunu düşündürmektedir. Kerbela Kıssası, bozuk kısmî harekeli nesih
yazı ile aruzun yer yer failâtün fâilâtün fâilün yer yer de mefâîlün mefâîlün feülün
vezniyle yazılmış bir eserdir. Eserde Arap-Fars imlasının özellikleri görülmektedir.
Üzerinde durduğumuz Kıssa-yı Kerbela, klasik edebiyat ürünlerinde oldu-
ğu gibi öncelikle İlahî yaratıcıya methüsena ile başlayıp ilahî yaratıcının rahman ve
rahim sıfatlarının anlatımıyla devam etmektedir. Arkasından Hz. İbrahim, Hz. Eyyüb, Hz. Yahya, Hz. Yusuf gibi peygamberlere birer beyitle telmihte bulunarak, Hz.
Hasan’ın zehirlenmesiyle öldürülmesinden sonra sıranın Hz. Hz. Hüseyin’e geldiğini söyleyerek hikâye başlar:
KERBELA KISSASI
101r1 evvel allāh adını yād ėdelüm
Ǿaşķını göŋlünde bünyād1 ėdelüm
101r1 önce allāh adını ħatırlayalum
Ǿaşkını gönlünde binā yapalum
101r2 vācib oldur bu arada her ķula
kim bu işi işlemek śıdķıla2
İRAN COĞRAFYASINDA HZ. HÜSEYİN YASI VE BİR KERBELA KISSASI
TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELÎ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2012 / 63 363
101r3 evvel allāh adını yād eyleye
şükr ėdüben3 işe bünyād eyleye
101r4 oldur āħir yoġiken var eyleyen
yazı ķışı yaġmurı hem ķar eyleyen
101r5 lāyıķ ėden bir ķulunı raĥmete
hem degüren bir ķulunı miĥnete4
101r6 oldur āħir dünyāda müǿminleri
zaĥmetle ėksilen anları
101r7 göstürse5 dünyāda ol zaĥmetin
āħirinde göstürür hem raĥmetin
101r8 görmez misin mūsā ile ibrāhimi
kāfir elinde nice gördi ġamı
101r9 ve hem selmān melikini bir cinne
vardı şākird oldı bir balıķçıya
101r10 gör ki allāh dėr iken eyyūbiyle
ķurd elinde gördi nicesi belā
101r11 yaĥyānıŋ ķoçı gibi başın kesdiler
şöyle olur her ki allāhı diler
101r12 görme misin yūsuf ile ķardaşları
bunlar ėtdi yūsufa çoķ işleri
101r13 evvel anı ķuyuya bıraķdılar
śoŋra ŧutup ķul dėyüben6 śatdılar
101r14 görme misin dek7 yörüriken Ǿalį
nice şehįd eyledi anı ķulı
101r15 aġu8 içüp ĥasan oldı helāk
pāre pāre oldı anda rūĥ-ı pāk
101r16 çün ĥüseyine degdi nevbet ki ėşit
kerbelāda nice eylediler şehįd
Ali CİN
364 TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELÎ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2012 / 63
101v1 böyledür aĥvāl içinde ey velį
dėrdi bir gün o ĥüseyin bin Ǿalį
101v2 gideriken kerbelāda yazıda9
aŋsuzın ķaża idi gör kim nėde
101v3 atınuŋ dört ayaġı batdı yere
şöyle olur her kim miĥnete ėre
101v4 nice kim cehd eyledi ķademini
geçdi yerden ayırmadı ayaġını
101v5 atı üstünden ĥüseyin endi yere
dėdi bunuŋ gibi işi kim göre
101v6 dört yanına bakup ėydür ey ĥücūm
buyuruŋ adı nedür ey hāś u Ǿām
101v7 dėdiler bunuŋ adıdur kerbelā
eytdi10 bunda olısardur11 çoķ belā
101v8 śundı yerden ŧopraķ aldı yaladı
āh ėdüben zārı zārı aġladı
101v9 eytdiler kim yā emįre’l-müǿminįn12
cümlemiziŋ göŋlini ķıldıŋ ġamįn
101v10 niçün aġlarsın eyt ki biz bilelüm
biz daħı yaraġımızı13 ķılalum
101v11 dėdi deh deminden ėşitdüm ben bunı
bu arada öldürür yasladur beni
101v12 śu içiser ķarşumda atlar ķamu
ben śusuz olısaram14 ey Ǿamu
101v13 böyle dėrken bir yaŋadan nāgehān15
göge direk oldı bir ŧoz u ŧuman
İRAN COĞRAFYASINDA HZ. HÜSEYİN YASI VE BİR KERBELA KISSASI
TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELÎ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2012 / 63 365
101v14 geldi yaķın gördiler ol leşkeri
yėre śıġmaz yėryüzin ŧutmuş çeri
101v15 hem śaġında on iki biŋ er idi
hem nice bî-dinler16 içinde var idi
101v16 hem daħı beyle idi Ǿömr ü saǾįd
anlara baş vėrmişdi ol yezįd
101v17 bir yaŋadan on iki biŋ er daħı
çıķuban17 geldiler anlar daħı
102r1 bir yaŋadan gördiler bir ŧoz yine
direk oldı düşdi śaĥrā üstüne
102r2 otuz altı biŋ yezįdį18 geldiler
kerbelānıŋ dört yanını aldılar
102r3 varidi ĥüseyn ile yetmiş kişi
kimisi oġlı kimisi sevdik ėşi
102r4 vü ĥüseynüŋ dört yaŋa yārānları
ĥayķıruban er ķırardı her biri
102r5 on iki gün dün gün dürüşdiler19
pes ĥüseynle ķamusı düşdiler
102r6 dört kişi ķaldı kendi yalıŋuz
durdı daħı ķan aķar başlar śusuz
102r7 dört kişiniŋ ikisi oġlu idi
dördi daħı anlaruŋ başluyidi
102r8 ķaśd ķıldı ol emįre’l-müǿminįn
gideydi düşmāna kendi hemįn
102r9 ulu oġlı dutdı atuŋ dizginin
başına ŧopraķ ķoyup ķarır hemįn
Ali CİN
366 TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELÎ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2012 / 63
102r10 ėydür ey baba bizi ķılma yetįm
kim bizi incitmeye degmez bî-dîn
102r11 senden öŋdin20 ben gideyim düşmāna
kim ķırayım düşmānı döne döne
102r12 böyle dėyüp atına oldı süvār
ĥayķuruban dört yaŋa düşmān ķırar
102r13 ķanķı21 ķula kim gideydi ol nebį
ŧaġıdurdı dört yaŋa ol leşkeri
102r14 şöyle ķırdı hem düşürdi yüz er
ŧopraġa düşdi ķamusı muǾteber
102r15 döndi gėrü ķamçı urdı atına
geldi gėrü atanuŋ ķatına
102r16 ėydür ey ata bir içim śu baŋa
vėr gideyüm gėrü düşmāndan yaŋa
102r17 ėydür ey oġul bugün śu yoķ
baġladı düşmān bize vėrmez śu yoķ
102r18 çün işitdi gėrü döndi düşmāna
dört eri ŧoġradı dökdi yere
102v1 atı yavlaķ yoruldı kendi śusuz
dutdı düşmān dört yanını yalıŋız
102v2 ķabįleyle üstüne geldi yezįd
dürüşüben22 ķıldılar anı şehįd
102v3 indiler anuŋ başını kesdiler
getürüben at yanına atdılar
102v4 vardı aldı ĥįn oġlı başın
āh ėdüben23 aķıdur gözi yaşın
İRAN COĞRAFYASINDA HZ. HÜSEYİN YASI VE BİR KERBELA KISSASI
TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELÎ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2012 / 63 367
102v5 küçi ķardaşı çün gördi anı
ol ulu ķardaşınuŋ düşdügüni
102v6 ėydür24 ey baba beni ķo gideyüm
ķardaşımuŋ ķanını ben alayum
102v7 ėydür ey cānım oġul neslüm benüm
sen ölincek tükenür aślum benüm
102v8 ben gireyüm düşmāna şimden gėrü
sen ferāġat ol otur döngil25 gėrü
102v9 maķśūdı bunlaruŋ şimdi ben olam
arasından bunlaruŋ eksük olam
102v10 böyle dėdi atına bindi hemān
urdı ķılıcı düşmāna bir zamān
102v11 hem yedi gün yedi gėce ey yār
ķılıcı urdı düşmāna ol şāh-süvār26
102v12 başlu oldı çekmedi aķın başın
ŧutamadı ķılıcınuŋ ķabžasın
102v13 çün buŋaldı ol emįrü’l-müǿminįn
çıķa geldi ķarşudan şįr-i laǾįn
102v14 atı üstünden alup urdı yere
ķomadı bir sāǾat Ǿaķlını dėre27
102v15 śıçradı çıķdı gögsi üstine
ol mübārek başı kesmek ķaśdına
102v16 śol eliyle śundı dutdı śaķalun
śaġ eliyle çekdi aldı ħançerün
102v17 ķodı bıçaķ boġazına nebį dirįġ28
yer gök ehli dėrdi29 dirįġ
Ali CİN
368 TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELÎ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2012 / 63
103r1 dėdi ey şįr beni sen bilür misin?
ėytdi30 bilürem sen Ǿalįnüŋ oġlusın
103r2 senüŋ adıŋ ĥüseyn dedeŋ muĥammed hemān
sen Ǿalįnüŋ oġlı fāŧımā anaŋ
103r3 ħısmum allāh olısardur31 bilürem
illā bildügümi saŋa ķıluram
103r4 ben senüŋçün iĥtiyāt hįç yemezüm
başuŋı kesmeyince ķomazum
103r5 dėdi bir içim śu vėrgil32 baŋa
içeyüm ķanum ĥelāl olsun saŋa
103r6 şįr ėydür ben saŋa vėrmezem
ne dėrseŋ dėdügüni ķılmazam
103r7 çün ĥüseynüŋ śuśaduġın bildiler
şol sāǾatde atlara śu vėrdiler
103r8 nice kim çaldı bıçaķ hįç kesmedi
śanki bıçaķ boġazını baśmadı33
103r9 şįr ėydür yā ĥüseyn ĥikmet nedür
kim bıçaķ kesmez beni Ǿillet34 nedür
103r10 ĥüseyn ėydür aŋa ey nā-bekār35
kim bıçaķ baŋa nice eyleye kār
103r11 biŋ kez artuķ ol ümįdüm maǾdeni
öpmiş ola ol muśŧafā dedem beni
103r12 öpmiş ola boġazımdan biŋ kezin
sürmiş ola daħı şol36 görklü yüzin
103r13 benim eŋsemden bıçaġı çal baŋa
kim başı kesmek ķolay ola baŋa
İRAN COĞRAFYASINDA HZ. HÜSEYİN YASI VE BİR KERBELA KISSASI
TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELÎ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2012 / 63 369
103r14 eŋsesine ķodı çaldı bıçaġıŋ
kesdi ĥüseyn başın ol laǾįn
103r15 aldı başı baġladı at yanına
ķıldı miĥnet āħiretde cānına
103r16 yerine geldi ķamu şįr-i yezįd
düşürüben37 anda ķıldılar şehįd
103r17 işidüben38 ķarşu geldi Ǿavreti
sündi sevmezidi ol ėti
103v1 ėydür ey žālim āħir śuç eyledüŋ
muśŧafānuŋ śonını güç eyledüŋ
103v2 muśŧafānuŋ śoŋını eylediŋ ħarāb
āħiretde çekesin niçe Ǿaźāb
103v3 aldı yudı ol başı śuyile
śara ķodı ĥarįz39 müşkile
103v4 çevre yaŋa ķoŋşuların oķudı40
şehįd olan başa gelüŋ dedi
103v5 çevre yaŋa ķoŋşuları geldiler
ĥüseyn içün taǾziyesine girdiler
103v6 ol başı orta yere getürdiler
dövünek iki baħşı aġlaşdılar
103v7 çünki geçdi dövünek iki baħşı
çaldı ķapu göründi ev içi
103v8 gördiler ki ķapuda bir nūr gelür
evüŋ içi ŧopŧolu pür-nūr olur
103v9 nūr içinde gördiler bir Ǿavreti
ĥülle geymiş şuǾle vėrür śureti
Ali CİN
370 TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELÎ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2012 / 63
103v10 śaçını yolup ķılur āh u fiġān
anı görüp cümlesi ķıldı şivān
103v11 dėdi ķorķmaŋ oturuŋ ķıluŋ yaśı
fāŧımāyam ol ĥüseynüŋ anası
103v12 ķanı cānum şeĥįd olan kerbelāda
ki gördi bugün niçe belāda
103v13 oġlancuġum başını getürüŋ yaŋa
kim görem yüzümi sürem ben aŋa
103v14 bu ķaderde cümle peyġamber varı41
çıķa geldi muśŧafā bile yāri
103v15 başı gördi ķamu ķıldı fiġān
evliyā enbiyā peyġamberān
103v16 bir nažar ķıl ölüye ėşlerine
ne gelürmiş dünyāda başlarına
103v17 sen dilersin dünyāda dün gün tamām
yėyeler yas şād u ħurrem ve’s-selām
104r1 ėmdi iltimās42 ķılmaġıl bu dünyāya
uślu kişi dünyā sevgüsin ķoya
104r2 ilāhį sensün ġanį ben faķįrem
ķapuŋda ellerümi baġlu yataram
104r3 tā oķundı ħatm oldı bu destān
vėr śalāvāt muśŧafāya ey dostān
104r4 yazanı oķuyanı diŋleyeni
raĥmetiŋle yarlıġaġıl43 yā ġanį
104r6 diŋleŋüz bir ĥoş Ǿacāyib ĥikmeti
gör ki neyler ĥaķ teǾālā ķudreti
İRAN COĞRAFYASINDA HZ. HÜSEYİN YASI VE BİR KERBELA KISSASI
TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELÎ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2012 / 63 371
104r7 iş anuŋ ĥikmet anuŋ ķudret anuŋ
vėren oldur alan ol neŋ var senüŋ
104r8 ĥaķ teǾālānuŋ ĥabįbi muśŧafā
ol reśūl-i kāǿināt-ı pür-śafā
104r9 bir yere cemǾoldı aśĥāb-ı resūl44
cümlesinüŋ şemǾiydi pür-uśūl
104r10 muaz bin cebel45 geldi o demde
elinde bir ŧabaķ vardı hem anuŋ
104r11 ŧabaķ içinde iki śaķlum46 üzüm
getürdi anda cānıyla diŋle sözim
104r12 o śaklum uluydı birbirinden
diyem ĥiśśe aluŋ diŋlen sözünden
104r13 öŋünde ķoydı ŧabaķı ĥabįbüŋ
çü geldi öpdi elin ol ŧabįbüŋ
104r14 muĥammed gördigi demde üzümi
dėdi kim ne dėyerem diŋle sözümi
104r15 varuŋ ol ķurretü’l-Ǿaynı47 getürüŋ
ikisini de bu araya yėtürüŋ
104r16 hemān süleymān işitdi ŧurdı48 getdi
ol demde Ǿalįnüŋ yanına yetdi
104v1 ĥasanile ĥüseyni aldı geldi
muĥammed her ķaçan anları gördi
104v2 dėdi kim ey ķuzılar berü gelüŋ
ŧabaķdan üzümi ķalduruŋ aluŋ
104v3 ĥasan ķaldurdı śaķlumın ulusın
işitgil ĥüseynüŋ Ǿaķlı bilüsin
Ali CİN
372 TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELÎ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2012 / 63
104v4 dėdi kim ey dede yā allāh söyle
benüm bu müşkil49 işüm asān50 eyle
104v5 büyük śaķlumı ĥasan niçün aldı
sebeb nedür baŋa küçi51 ķaldı
104v6 muĥammed dėdi ey cānum oġul sen
yaķįn bil ki ĥasandan sen kiçi52 sen
104v7 anuŋ çün śaķlumuŋ ulusın aldı
kiçi śaķlum yėrinde saŋa ķaldı
104v8 bilürsüŋ fāŧımā bellü anamuz
Ǿaliyyü’l-murtażādur53 hem atamuz
104v9 dedemüz ĥażretüŋdür evvel āħir
su’ālüme cevāb vėr etme teǿħįr
104v10 anuŋ benden nesi artuķ bileydüm
aŋa göre yine tedbįr ķılaydum
104v11 ĥüseynüŋ diŋledi sözin muĥammed
çaġırdı yanına özin muĥammed
104v12 dėdi gelüŋ berü ey ķurretü’l-Ǿayn
birinüŋ ismi ĥasan biri ĥüseyn
104v13 bu meydanda güleş dutuŋ görelüm
śahābe cümle temāşā ķılalum
104v14 dėdiler emr-i fermān pādişāhuŋ
zįrā taĥķįķ ĥabįbisin allāhuŋ
104v15 semiǾnā emirüŋe senüŋdür
cihān içre dėyelüm cān senüŋdür
104v16 mübārek ol ridāsını54 muĥammed
ĥasanuŋ arķasına vėrdi aĥmed
İRAN COĞRAFYASINDA HZ. HÜSEYİN YASI VE BİR KERBELA KISSASI
TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELÎ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2012 / 63 373
105r1 fāŧımā gördi vü ġayrete geldi
mübārek başınuŋ örtüsin aldı
105r2 bıraķdı ol da ĥüseyn arķasına
ĥasandan daħı bir aĥsen neyine
105r3 ŧoluşdılar güleşdiler çün anlar
temāşā eyledi anda olanlar
105r4 feleklerden melekler indi bį-ĥadd55
ĥisābın kim ķılur anlarun aĥad
105r5 śananduŋ ejdehādur56 her birisi
belürmezdi uşaġından irisi
105r6 mürüvvet-i maǾden-i sulŧān-ı kevneyn
dėdi kim yā ĥasan ey nūr-ı Ǿayneyn
105r7 ĥüseyniŋ ayaġın alġıl57 elüŋe
śaķın yapışmasun ĥüseyin bėlüŋe
105r8 işidüp fāŧımā incindi ġāyet
rāvįler şöyle vėrdiler rivāyet
105r9 dönüp ol dem dėdi ey cān oġul sen
ne dėdim yā ķızım sen incinürsin
105r10 ciger-gūşem ħudānuŋ ĥürmetiçün
muĥammed muśŧafānuŋ mürüvvetiçün
105r11 aŋa yėneŋ bi’llāh ķızum üzme
daħı bir dem ķulaķ urġıl58 sözüme
105r12 bu meydāna melekler indi geldi
ĥüseyni cebrāǿįl ŧutdı ŧurdı
105r13 hem ikişer ferişte59 her birinde
ŧutarlar her birin yerlü yerinde
Ali CİN
374 TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELÎ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2012 / 63
105r14 düşürmezler ikisi birbirini
ĥakįm bilür bu ĥikmetüŋ sırrını
105r15 dilemez ĥaķ teǾāla ĥażretinden
melūl ola ikisi birbirinden
105v1 ħudānuŋ seyyidini kimsene60 bilmez
anuŋçün birbirin anlar almaz
105v2 hemān cebrāǿįl ol dem ġāǿib oldı
egerçi gitdi ammā yine geldi
105v3 ĥabįbe çün getürdi ĥaķ selāmın
dėdi muĥammede taŋrı selāmın
105v4 dėdi kim ĥaķ teǾāla ĥażretüŋe
dėdi çaġır oġullaruŋ ķatuŋa
105v5 iki śaķlumı bir yėre ķoyalar
medįne ħalķı yėyeler ŧoyalar
105v6 çıġır bir yėre cemǾ ėt ħalķı cümle
cemįǾsin ol üzümiyle ŧoyla
105v7 kemālüm ķudretüm taĥķįķ bileler
ĥaķķuŋ ĥikmetini žāhir göreler
105v8 yine emr eyledi selmāna sulŧān
medįne ħalķını var getür ey cān
105v9 çü selmān şehr içinde ķıldı nidā
işiden ĥāžır oldı cümle anda
105v10 o meydān içre vardı ķırķ biŋ ādem
śaĥābeler ĥesāb eyledi ol dem
105v11 nebįler serveri şāh-ı nübüvvet
ümįz-i Ǿāśımuŋ śāĥib-saǾādet
İRAN COĞRAFYASINDA HZ. HÜSEYİN YASI VE BİR KERBELA KISSASI
TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELÎ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2012 / 63 375
105v12 buyurdı ŧabaķı selmān getürdi
gelen maħlūkuŋ öŋine getürdi
105v13 buyurdılar çü bismillāh dėdiler
el uzatdı cemįǾsi yėdiler
105v14 yėdüklerince artdı ol üzüm bil
işit diŋle söylerüŋ sözim bil
105v15 yine emr eyledi sulŧān muĥammed
ķamu derd ehline dermān muĥammed
105v16 getürüŋ śaķlumuŋuzı elüŋüze
hezārān āferįnler bėlüŋüze
106r1 yine her birisi śaķlumın aldı
ĥasanuŋ üzümi yüz dāne geldi
106r2 bu kez ĥüseyn üzümi śaymış oldı
anuŋ ki elli dāne artuķ oldı
106r3 ĥasan ġāyet perįşān oldı ol dem
şikeste ķıldı anuŋ göŋlini ġam
106r4 dėdi yaŋılmışum bir de śayalum
niçe dāne gelür bellü bilelüm
106r5 dönüp ĥasan üzümin yine śaydı
bu defǾa tamām iki yüz oldı
106r6 ĥüseyn oldı ol dem ġāyet perįşān
üzümin śaydı yine ol güzel cān
106r7 iki yüz elli geldi śaķlum anuŋ
yaķındur bu gözüm gider gümānuŋ61
106r8 yine aldı ĥasan śaķlumı śaydı
anuŋ śaķlumı artdı üç yüz oldı
Ali CİN
376 TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELÎ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2012 / 63
106r9 ĥüseyn getürdi śaķlumın eline
getürdi nām-ı ħudāyı62 diline
106r10 üzümi śaydı dāne dāne bir bir
Ǿaceb ĥikmet Ǿaceb remz Ǿaceb sır
106r11 bu defǾa dört yüz oldı dāne dāne
melūl oldı ĥasan dėdi kim cāna
106r12 bilemezem ne ĥikmetdür ne sırdur
Ǿināyet ķıl ilāhį baŋa bildür
106r13 hemān fi’l-ĥāl o demde geldi cebrāǿįl
dėdi kim yā muĥammed sen yaķįn bil
106r14 buyurdı ĥażretüŋe ĥaķ teālā
Ǿažįmü’ş-şāna celle celāle
106r15 Ǿömr-i nūĥı gerçi vėrmeyem anlara
yaǾnį bu şāh-zāde maǾśūmlara
106r16 śaya śaya Ǿāciz ola her biri
kimse bilmez nicedür hem bu sırrı
106v1 śayduķınca birinüŋ artuķ gele
sırr-ı ĥaķdur cānu göŋülden bile
106v2 zįrā taĥķįķ dilemez ol pādişāh
kim perįşān ola bunlar ķıla āh
106v3 luŧfuŋa iĥsānıŋa yoķdur Ǿadad
zįrā anuŋ luŧfı çoķ durur bį-ĥadd
106v4 sevdügine naśįb ėdesüz cānan
bu sözüm taĥķįķdür bi’llāh inan
106v5 her ki düşmāndur yaķar anı oda
bir ėyü Ǿamel ķıla gör ey dede
İRAN COĞRAFYASINDA HZ. HÜSEYİN YASI VE BİR KERBELA KISSASI
TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELÎ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2012 / 63 377
106v6 gitmelüsin āħirete ķıl yaraķ
ĥasreti dėrdi dirįġā el-firāķ
106v7 nedür tuĥafuŋ yā nedür armaġānuŋ
bu ĥāliyle ne rāĥat ola cānuŋ
106v8 derdüŋde eger varise teraĥĥum63
teraĥĥum ehli ol rahmeti um
106v9 içersüŋ ne ekdüŋse sen anı
bile gör nefsüŋi rabbüŋi tanı
106v10 gel luŧf ėt benüm ĥālüme baķma
aġır ol śu gibi her yaŋa aķma
106v11 kişinüŋ Ǿaybına göz dikme ey cān
yaŋılur elbette Ǿālemde insān
106v12 benüm ĥālüm niçe olısar64 ilāh
velį dāǿim dėrem estaġfirullāh
106v13 ķabūl eylese tövbemi ilāhum
kerįm hem raĥįmdür pādişāhum
106v14 evvelde teysįridi uş bu ĥikāyet
sebeb neyine bunuŋ ey cemāǾat
106v15 dėye cānu göŋülden diŋleyenler
göŋülden maķśūdumı aŋlayanlar
106v16 dėyeler yarlıġa śāĥib-murādı
muĥammed ümmeti bilüşi yādı
107r1 oķuyup diŋleyene raĥmet ėde
ilāhį sen dįdāruŋile ŧoyla
107r2 ĥaŧā vü sehvü çoķdur ger sözümde
yaŋılduġum bilürem kendü özümde
Ali CİN
378 TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELÎ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2012 / 63
107r3 teraĥĥum ehlinüŋ işi keremdür
velį ŧaǾne bile ġıybet ĥarāmdur
107r4 gel günāhumuza hep yād ėdelüm
anuŋçün aġlaşup feryād ėdelüm
107r5 kerįm ve hem raĥmįdür ķıla raĥmet
bį-ĥaddur raĥmeti anuŋ beġāyet65
107r6 diŋleyenleri daħı şād eylegil66
raĥmetüŋle cümlemüzi ŧoylagil67
107r7 bu arada tamām oldı ĥikāyet
muĥammed rūĥına vėrüŋ śalāvat
Yukarıdaki Kerbela Kıssası imla ve ses bilgisi açısından Eski Anadolu Türkçesi eserleriyle paralellik göstermektedir.
Eserde şekil bilgisi açısından dikkat çekici bazı hususiyetler şunlardır: Yazmada geçen -ısar,-iser ekinin 18. yüzyılda kullanılıyor olması oldukça dikkat çekici bir
durumdur. içiser; olısaram; ħısmım allāh olısardur bilürem (103r3)
Eyt- “söylemek” anlamındaki fiilin çalışmamızda ėyt-; et- ve ėt- biçiminde kullanıldığı görülmüştür. Belirtme eki -n’nin 18. yüzyılda da kullanıldığını görüyoruz.
“ulu oġlı dutdı atıŋ dizginin” (102r9); ĥüseynüŋ diŋledi sözin muĥammed (104v11);
śuśaduġın bildiler (103r7). Göster- fili, metnimizde göstür- şeklinde geçmektedir.
göstürse dünyāda ol zaĥmetin
āħirinde göstürür hem raĥmetin (101r7)
Eski Türkçeden bu yana kullandığımız “hangi” anlamındaki ķanġı’nın “ķanķı”
biçimindeki kullanımını da görmekteyiz. “ķanķı ķula kim gideydi ol nebį” (102r13)
Emir eki -ġıl,-gil’in hala kullanıldığını görüyoruz. “raĥmetiŋle yarlıġaġıl yā ġanį
(104r4); ėmdi iltimās ķılmaġıl bu dünyāya (104r1) ķulaķ urġıl sözime (105r11); şād
eylegil (107r6); raĥmetüŋle cümlemüzi ŧoylagil (107r6); otur döngil gėrü (102v8).
Üçüncü teklik şahıslarda Eski Anadolu Türkçesi özelliği olarak bildiğimiz düz
ünlülerin kullanılması metinde de görülmektedir. kāfir elinde nice gördi ġamı (101r8)
Metinde yer yer ağız özellikleri de görülmektedir. ŧabaķ içinde iki śaķlum
üzüm (104r11) śalķum kelimesi metnin tamamında śaķlum biçiminde yazılmıştır.
İRAN COĞRAFYASINDA HZ. HÜSEYİN YASI VE BİR KERBELA KISSASI
TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELÎ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2012 / 63 379
Metinde hem çağır- hem de oķu- fiili birlikte kullanılmıştır.
Zaf-fiil eki -uban, -üben metinde kullanılmaya devam edilmiştir. ķul dėyüben
śatdılar (101r13)
Sonuç
Üzerinden yüzyıllar geçmesine rağmen İslam tarihinde yaşanmış olan Kerbela hadisesi, İslam inancına sahip kişilerin gönlünde ve özellikle de Anadolu Alevilerinin hafızasında en acı biçimiyle yaşamaya devam etmektedir. Her yıl Muharrem
ayı içerisinde gerçekleşen bu acı olay tekrar canlandırılarak ehli beyt için ağıt ve mersiyeler söylenip yas tutulmaktadır. Bugün Hz. Hüseyin’in şehit edildiği Kerbela’ya
Meşhed-i Hüseyin denilmektedir ki, bu yer Anadolu Alevileri için de büyük bir kutsiyete sahiptir. Yukarıda bir yazma eserden aktardığımız Kerbela Kıssası, imla ses ve
şekil bilgisi açısından Eski Anadolu Türkçesi özellikleri göstermektedir.
Metinde 102r7 geçen Hz. Hüseyin’in iki oğlu ve yanındakiler için başlu kelimesinin kullanımı dikkat çekicidir. dördi daħı analarıŋ başluyıdı (102r7) başlu “mağ-
rur, gururlu” anlamında kullanılmıştır. Kelime bu anlam ve kullanımıyla Orhun Abidelerinde Başlıgıg yüküntürmiş “Başlılara baş eğdirmiş” (Orhon Yazıtları, BK D13)
biçiminde geçmektedir.
Kerbela Kıssasının ikinci bölümünde geçen üzüm hikâyesi, İlahî yaratıcının
gücünü ve kudretini gösterdiği kadar, Hz. Peygamberin torunları Hz. Hasan ve Hz.
Hüseyin’e olan düşkünlüğünü ortaya koyması bakımından da dikkate değeridir.
Sonnotlar
1 bina, yapı
2 doğrulukla
3 ederek
4 sıkıntı
5 gösterse
6 diyerek
7 sakin, kendi yolunda
8 zehir
9
ova
10 söyledi
Ali CİN
380 TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELÎ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2012 / 63
11 olacaktır
12 müminlerin emiri
13 hazırlık
14 olacağım
15
ansızın
16 dinsiz
17 çıkarak
18 Yezid’e mensup, Yezid taraftarı
19 çarpışmak, mücadele etmek
20 önce
21 hangi
22 çarpışarak, mücadele ederek
23 ederek
24 söyler
25 dön
26 ata iyi binen
27 toplaya
28 yazık
29 söylerdi
30 söyledi
31 olacaktır
32
ver
33 kesmedi
34 sebep, neden
35 işe yaramaz
36 şu, bu
37 öldürerek
38 işitince
39 saklanmış, hıfs olunmuş
İRAN COĞRAFYASINDA HZ. HÜSEYİN YASI VE BİR KERBELA KISSASI
TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELÎ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2012 / 63 381
40 çağırdı
41 tamamı
42 tutma, tutunma
43 bağışla
44 peygamberin sohbetinde bulunanlar
45 Hz. Peygamber zamanında yaşamış önemli fıkıh alimlerinden biridir.
46 salkım
47 göz nuru
48 kalktı
49 zor, kolay olmayan
50 kolay
51 küçük
52 küçük
53 seçilmişlerin en yücesi
54 belden yukarısına örtülen örtü
55 sayısız, sınırsız, sayılamayacak kadar çok
56 ejderha
57 al
58 kulak ver
59 melek
60 kimse
61
zan, sanma
62 Allah’ın adını
63 merhamet, acıma
64 olacak
65 aşırı, çok fazla
66 eyle
67 ziyafet ver
Ali CİN
382 TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELÎ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2012 / 63
Kaynakça
Arslan Mehmet ve Aksoyak İ. Hakkı. (1996). “Gelibolulu Mustafa Ali’nin Kerbela Mersiyelerini Muhtevi bir Risalesi: “Subhatü’l-Abdal” Türklük Bilimi Araştırmaları. 2, 49-50.
Arslan Mehmet-Erdeoğan Mehtap. (2009). Kerbela Mersiyeleri. Ankara:
Grafiker Yayınları
Çağlayan, Bünyamin. (1997). Kerbela Mersiyeleri, Yayımlanmamış
Doktora Tezi, Ankara: Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Güder, Nurcan Öznal: (1974). Kastamonulu Şazi Maktel-i Hüseyn, İstanbul:
İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayımlanmamış
Doktora Tezi.
Gülay Şahin. (2011). Zeki Divanı ve Divan’daki Kerbela Mersiyeleri
Üzerine Bir Değerlendirme, Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Araştırma Dergisi,57, 239-
252.
Güngör, Şeyma. (1987). Hadiîkatü’s-sü’edâ, Ankara: Kültür ve Turizm
Bakanlığı Yayınları.
Güngör, Şeyma. (2003). “Maktel-i Hüseyin” Türkiye Diyanet Vakfı İslam
Ansiklopedisi, Cilt 27:456-457.
Öztahtalı İmran İbrahim. (2011). Bursalı Murad Emrî Efendi Divanında
Ehl-i Beyt Sevgisi ce Divan-ı Emrî’de Kerbelâ, Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Araştırma
Dergisi,57, 85-97.
Turan Selami-Çetin Kamile (2010). Bektaşi şairlerinden Raşid’in Şah-ı
Şehidan Mersiyesi, Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Araştırma Dergisi,57, 341-349.
Yazar, Sadık. (2009). “XVI. Asır Şairlerinden Eğirdirli Şerifî’nin
Şevahidü’ş-Şühedası”, Turkish Studies, İnternational Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, Volume 4/2 Winter.
Derlemeler
Compilations

Konular