SOVYET-İRAN İLİŞKİLERİ (1979-1989)

SOVYET-İRAN İLİŞKİLERİ (1979-1989)
Süleyman ERKAN•
Özet
Şah döneminde, İran’ın ABD ve Batı ile çok yakın ilişkilere sahip olması Sovyetler Birliğini ülke
güvenliği açısından her zaman tedirgin etmiştir. Bu nedenle, 1979’da, İran’daki iktidar/rejim
değişikliği bir yandan Sovyetleri rahatlatırken diğer yandan da Afganistan’ın işgali için
kendilerine fırsat yaratmıştır. Başlangıçta, ABD’nin olaylara müdahale etmesini önlemek
amacıyla dikkatli ve ölçülü bir politika izleyen Sovyetler, Şah’ın devrilmesiyle birlikte,İslâmi
Rejimle yakınlaşmayı denemişse de iki ülke arasındaki ilişkiler çeşitli olayların etkisiyle hiçbir
zaman ideal düzeyde olmamıştır. İslâmi Yönetim’in İran Solu ve Komünistlerine yönelik tasfiye
politikası, Sovyetlerin Müslüman bir ülke olan İran sınırındaki Afganistan’ı işgali ve İran-Irak
Savaşı sırasında Irak’ı desteklemesi ilişkileri etkileyen en önemli olaylar olmuştur. ABD ve Batı
ile önemli gerginliklere sahip olan İran’ın, Sovyetlerle de sorunlar yaşaması, O’nu dışarıda
önemli bir yalnızlığa sürüklerken içeride de rejimin radikalleşmesine yol açmıştır. Ancak, 1989
yılından sonra, Sovyetler Birliği’ndeki Glasnost ve Perestroika süreci ve İran’da Humeyni’nin
ölmesi yakın ilişkiler dönemini başlattığı gibi günümüzdeki Rusya Federasyonu-İran arasındaki
ilişkilerin de temelini oluşturmuştur.
Anahtar Kelimeler: Sovyetle Birliği, Iran, Sovyet-İran İlişkileri, Humeyni, İslam Devrimi
SOVIET-IRAN RELATIONS ( 1979-1989 )
Abstract
During the Shah era, the Soviet Union was always uneasy of Iran’s very close relations with the
United States and the West. Therefore, the regime change in Iran in 1979 not only releived the
Soviet Union but also created an opportunity for the occupation of Afghanistan by itself. Initially,
the Soviet Union had pursued a careful and restrained policy in order to prevent the USA’s
intervention. And then, following the overthrow of the Shah the Soviet Union tried
rapprochement with the Islamic regime in Iran but the relationships between them did not reach
the optimum level due to the varios events. The Islamic Regime’s elimination policy towards the
Iranian Left and Communists, the invasion of Afghanistan by the Soviet Union and the Soviet
Union’s support for Iraq during the war between Iran and Iraq were them most significant
events shaping the relations. In addition to the significant tensions with the USA and West, the
new Islamic regime had deteriorating relations with the Soviet Union and this situation not only
isolated the regime from the international system but also radicalised it. However, after 1989,
the process of Glasnost and Perestroika in the Soviet Union and Khomeini’s death in Iran
launched an era of close relations and also formed the basis of the contemporary relationship
between Iran and Russian Federation.
Key Words: Soviet Union, Iran, Soviet-Iran Relations, Khomeini, Islamic Revolution

Doç.Dr., Karadeniz Teknik Üniversitesi, İİBF, Uluslararası İlişkiler Bölümü
Akademik ORTA DOĞU, Cilt 8, Sayı 2, 2014

Giriş
İran’ın geçmiş dönemlerde Rusya ve 1917’den sonra da Sovyet
rejimiyle ilişkileri hep karmaşık bir özellik göstermektedir. İki ülkenin coğrafi
sınır komşuluğu bu ilişkilerin her zaman yoğun olmasını sağlamıştır. Çarlık
Rusya’sı ve Sovyetler yönünden İran, bazen bir sömürge, bazen bir müttefik,
bazen kontrol altında tutulan bir ülke ve bazen de bir düşman olarak
görülmüştür.1 18. Yüzyıldan itibaren Rusya ile girdiği rekabeti kaybeden İran,
yaklaşık bir asır Rusya’ya karşı zayıf bir devlet olarak kalmıştır.2 Bu süreçte
Rusya’nın etkisini hafifletme çabaları kendisini denge arayışlarına yöneltmiş ve
Hindistan’ı elinde bulunduran İngiltere ile ilişkilerini geliştirmiştir. Ancak
birbirlerine karşı oynamaya çalıştığı bu iki ülkenin kurbanı olmaktan
kurtulamamış ve 1907’de iki ülke tarafından etki alanlarına ayrılmıştır. Kuzey
İran Rusya’nın Güney İran ise İngiltere’nin nüfuz bölgesi olurken orta kesim
tampon olarak belirlenmiştir.
Rusya’da Çarlık Dönemi’nin sona ermesi ve Sovyet rejiminin
kurulmasıyla iki ülke ilişkileri adeta düşmanlıktan dostluğa dönüşmüş ve 1921
Anlaşması imzalanmıştır. Anlaşmanın 5. ve 6. Maddeleri İran’a yabancı bir
müdahale durumunda Sovyetlere bu ülkeye asker gönderme yetkisi
tanımaktaydı. Bu durum Sovyetlerin İran konusunda her zaman sömürmekten
geri kalmayacakları bir fırsat olmuştur. Bu Dostluk ve İşbirliği Anlaşmasına ve
1927’de imzalanan Tarafsızlık ve Saldırmazlık Paktı’na rağmen İran-Sovyet
ilişkileri hiçbir zaman samimi bir dostluk havası yakalayamamıştır. Bunda
Sovyetlerin İran solcularına vermiş olduğu desteğin yanı sıra, İran Şahı Ahmet
Rıza’nın Nazi Almanya’sına sempati duymasının da etkisi büyüktü.
İkinci Dünya Savaşı sırasında İran-Sovyet ilişkileri Müttefik
Devletler’in İran’ı işgaliyle normalin ötesinde bir nitelik kazanmıştır.3 İran,
ABD ve İngiltere tarafından Sovyetlere yardım koridoru olarak düşünülmüş,
Şah Ahmet Rıza buna razı olmayınca Sovyetlerin de katılımıyla İran zorla işgal
edilmiş ve Şah sürgüne gönderilmiştir. Müttefik Devletlerin 1942’de İran’la
yaptıkları anlaşma ve 1943’deki Tahran Konferansında varılan karar gereği
tüm ülkeler savaştan sonra İran’daki askerlerini çekeceklerdi, savaştan sonra
Sovyetler İran’ı boşaltmaya yanaşmayınca 1946 yılında Batılı ülkelerle
1 Abbas Milani, “Russiaand Iran: An Anti-Western Alliance?”, Current History, October 2007, s.
328
2 İran’ın Rusya ile bu dönem ilişkileri için bkz., Muriel Atkin, Russia and Iran, 1780-1828,
Minnesota Archive Editions, 1980.
3
İkinci Dünya Savaşı döneminde İran’ın aralarında Sovyetlerin de bulunduğu Müttefik Devletler
tarafından işgali konusunda bkz, Süleyman Erkan, “The Invasion of Iran by the Allies During
World War II”, Codrul Cosminului, XVI, No. 2, 2010, pp. 109-132
162

Sovyetler arasında önemli bir kriz çıkmış ve ABD’nin İran’a açık desteği ile
Sovyetler İran’dan çekilmişlerdi.4
ABD’nin desteği ile 1946’da Sovyetlerle İran arasında imzalanan ve
İran’ın kuzey bölgesinde yer alan petrollerin %51’inin Sovyetlere verilmesini
öngören anlaşmanın İran Parlamentosu tarafından reddedilmesi iki ülke
ilişkilerinin bozulmasına yol açtı. Savaş sırasında babasının yerine tahta
oturtulan Muhammed Rıza Pehlevi’nin İran Komünist Partisi TUDEH’e karşı
operasyonlar düzenlemesi bu ilişkileri daha da gerginleştirmiştir. Ancak,
İngiltere ile İran arasında çıkan petrol anlaşmazlığı Sovyetlerin dikkatlerini
yeniden İran’a çevirmiştir. Sovyetler TUDEH vasıtasıyla, Batı yanlısı Şah ve
Hükümet’e karşı mücadele eden Millî Cephe Lideri Musaddık’ı desteklemiştir.
Musaddık’ın 1953 yılında Muhammed Rıza Pehlevi’yi tahtından çekilmeye
zorlaması ve Şah’ın da bunu kabul etmek zorunda kalması Sovyetleri İran’la
yakın ilişkiler konusunda yeniden ümitlendirmişti. Fakat ABD ve İngiltere’nin
desteklediği ve CIA tarafından organize edilen bir askeri darbeyle Başbakan
Dr. Musaddık Hükümeti, 19 Ağustos 1953’de, devrilmiş ve Şah yeniden
işbaşına getirilmişti.5
Şah’ın yeniden işbaşına gelmesi, İran’ı ABD’ye daha çok
yaklaştırdı. Soğuk Savaş Dönemi’nin gergin yıllarında bunun anlamı
Sovyetlerle İran’ın köprüleri neredeyse atması demekti. Nitekim Sovyetler,
İran’ın 1955 Bağdat Paktı’na girmesine çok sert tepki gösterdiler. ABD’nin
organize ettiği ve Orta Doğu ülkelerini Sovyet karşıtı bir blokta toplama projesi
olan Bağdat Paktı ( 1958’den sonra CENTO )’na İran’ın katılması, aynı
zamanda, yaklaşık 200 yıldan beri sürdürdüğü tarafsızlık politikasının da sonu
demekti. Sovyetler Birliği’ne göre de, İran’ın Bağdat Paktı’na katılması
1927’de İran’la imzalamış oldukları Dostluk Tarafsızlık ve Saldırmazlık
Paktı’nın ihlali anlamına geliyordu.6
İran’ın Bağdat Paktı/CENTO üyeliği nedeniyle Sovyetlerle
gerginleşen ilişkileri uzun sürmedi. Esasında Şah’ın ABD ile müttefik olmasına
rağmen Tahran-Moskova samimiyeti her zaman var olmuştur.7 Bunu iki ülke
gerçeklerinin birbirleriyle ilişkileri sıfırlamaya izin vermediği şeklinde görmek
mümkündür. İdeolojik farklılığa rağmen ekonomik ve ticari ilişkiler her zaman
İran’ın Sovyetlere yönelik alternatif politikaları arasında yer almıştır. Bununla
4
Gary R. Hess, “ The Iranian Crisis of 1945-46 and the Cold War”, Political Science Quarterly,
89, 1974, s. 121
5 İran-ABD İlişkilerinin derinden etkilendiği bu darbenin ayrıntıları için bkz., StephenKinzer,
Şahın Bütün Adamları, (Bir Amerikan Darbesi ve Orta Doğu’da Terörün Kökenleri ), Çev: Selim
Önal, İletişim Yayınları, I. Baskı, İstanbul, 2004.
6
New York Times, 29 November, 1955. 7 Mark N. Katz, “Russian-Iranian Relations in the Putin Era”, Demokratızatsıya, Winter, 2002, s.
69.
163

birlikte Şah’ın Sovyetlerle ilişkilerde ABD’nin belirlediği çizgileri aşmamaya
da özen gösterdiğini belirtmek gerekir. Nitekim 1965 yılında, İran’ın Sovyetler
Birliği ile imzalamış olduğu bir ekonomik anlaşmada öngörülen, İran’ın
Sovyetlere doğalgaz vermesine karşılık Sovyetlerin İran’a çelik endüstrisi
tesisleri kurmasına ABD ile birlikte diğer Batı ülkeleri sıcak bakmamışlardı.8
Sovyetlerin de benzer şekilde İran’ı bütünüyle gözden çıkarılacak bir ülke
olarak görmedikleri ortadadır. Sovyetler, İran’la ilişkileri tamamen koparmanın
onu Batı’ya daha çok yaklaştıracağını geç de olsa farketmişler ve en azından
ekonomik ve ticari ilişkiler yoluyla bir yumuşama sağlamayı hedeflemişlerdir.
Çünkü Sovyetler İran’ı öteden beri kendi güvenlikleri açısından çok önemli bir
ülke olarak saymışlardır.9
1970’li yılların başında, ABD ile Sovyetler arasındaki ilişkilerde
başlayan yumuşama sürecinin İran-Sovyet ilişkilerine de yansıdığı
görülmektedir. Sovyetlerin teknolojik ve kredi desteği ile gerçekleşen Isfahan
Çelik ve Metalurji tesisleri 1973’de üretime başlamış ve biri Araks diğeri de
Ramin’de olmak üzere, yine Sovyet desteği ile, iki tane Hidroelektrik
santrallerinin yapımına başlanmıştı. Ancak, 1978’den itibaren İran’da Şah’a
karşı başlayan eylemler ve sonrasında iki ülke ilişkilerinde yeni bir döneme
girilmişti. Bu çalışmada, Şah’ın devrilmesinden Humeyni’nin ölümüne kadarki
süreçte yaşanan ilişkiler ele alınacaktır.
Şah’ın Devrilmesine Sovyetlerin Yaklaşımı
Her ne kadar Sovyet-İran ilişkileri Şah döneminde, ekonomik alanda
da olsa, gelişme eğilimine girmişse de bu Şah’ın ABD’nin adamı olduğu
gerçeğini değiştirmiyordu. Helmut Richards’ın da belirttiği gibi10, II. Dünya
Savaşı’ndan sonra Dünyada nerede Şah sözü geçse ilk akla gelen Amerika
olurken, Amerika denilince de aynı şekilde Şah ve İran akla gelmekteydi. Bu
nedenle Amerikan yanlısı Şah’ın devrilmesi Sovyetlerin büyük bir iştahla
desteklemeleri gereken bir hareketti. Fakat Sovyetlerin İran’da Şah rejimine
karşı muhalefet hareketlerinin eyleme dönüşmesi karşısında son derece
temkinli oldukları ve sürece mesafeli durdukları görülmektedir. Bunun
nedenlerinden biri bu eylemlerin Şah’ı devirmeye yetip yetmeyeceği
konusundaki şüphelerdi. Sovyetlerin açıktan Şah’ı devirmeye yönelik
eylemlere, özellikle sol fraksiyonlara, destek vermesi ve Şah’ın da eylemleri
kontrol altına alması durumunda iki ülke arasında düzelme eğilimine giren
ilişkiler yeniden zarar görebilirdi. İkinci olarak, Sovyetler bu dönemde İran’dan
en büyük doğalgaz satın alan ülkeydi. İlişkilerin bozulması gaz akışını
8
Milani, s, 329.
9 M. Wright, “İran as gateway to Russia”, Foreign Affairs, 1942, s, 370. 10Helmut Richards, “America’s Shah Shahanshah’s Iran”, MERIP Reports, 40, 1975, p, 3.
164

tehlikeye atabilirdi. Nitekim İran’daki grevler nedeniyle petrol ve doğalgaz
üretiminin durması, Sovyetlerin İran sınırında bulunan ve İran doğalgazını
kullanan Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan’da büyük krizlere neden
olmuştu.11
Sovyetlerin Şah karşıtı hareketlere doğrudan destek vermemesinin bir
başka nedeni de, bu yönde bir politikanın ABD’nin olaylara müdahale
olasılığını artıracağı endişesiydi. Sovyetler İran’da geçmişte olduğu gibi
doğrudan ABD ile yeniden karşı karşıya gelmek niyetinde değildi. Diğer
yandan Afganistan’ı işgale hazırlanan Sovyetlerin İran konusunda son derece
dikkatli oldukları ve sonu belli olmayan bir maceraya daha girmekten
sakındıkları anlaşılmaktadır. Böyle bir davranışın, olayların başlangıcından beri
İran’da tarafsız bir tutum sergileyen ordunun durumunu da etkileyeceği ve
geçmişte olduğu gibi halka karşı silah kullanabileceği de ihtimal dahilinde idi.
Nihayet Sovyetler Şah devrilse bile yeni rejimin Sovyetlerle iyi geçineceğine
dair çok umutlu da değillerdi. Her ne kadar eylemlerde sol gruplar daha aktif
olsalar da cami merkezli dini gruplar gün geçtikçe inisiyatifi ellerine almaya
başlamışlar ve solculara oranla mukayese edilemeyecek kalabalıklardan
oluşuyorlardı. Açıkçası Sovyetlerin İran olayları sırasında bir kafa karışıklığı
içerisinde oldukları ve olaylar karşısında nasıl bir tavır belirleyecekleri çok net
değildi. Sovyetlerin bu tutumu dönemin ABD istihbarat raporlarında da
ayrıntılı olarak yer almaktadır.12
Bu nedenlerden dolayı, Sovyetler Şahla ilişkilerini onun düşmesi ve
ülkeyi terk etmesine kadar sürdürdüler ve bunu bazı somut davranışlarla da
ortaya koydular. 31 Ocak 1978’de, İran’ın Ulusal Bağımsızlık Günü nedeniyle,
Pravda Gazetesi’nde Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Leonid Brejnev’in bir
mesajına yer verildi. Brejnev mesajında, İran’la dostluk ilişkilerine vurgu
yapıyor ve İran’ın bayramını kutluyordu. Bu mesaja İran Şahı Muhammed Rıza
Pehlevi de aynı duygularla cevap vermiş ve mesajında, geçmişte iki ülke
arasında imzalanmış olan anlaşmalarda yer alan “dostluk ve iyi komşuluk”
ifadelerini kullanarak bir anlamda kendisini devirmeye yönelik muhalefete
destek vermemelerini ima etmişti.13 Öte yandan, yine Sovyet resmi yetkilileri
tarafından yapılan açıklamalarda, olaylar nedeniyle Sovyetlere giden gazın
kesilmesinin geçici olduğuna vurgu yapılıyor ve sorunun kısa sürede çözüme
kavuşacağı belirtiliyordu. Ayrıca Sovyetler, İran’daki Sovyet uzman ve
teknisyenlerinin güvenliği konusunda Şah’ın gösterdiği hassasiyetten de
övgüyle söz ediyorlardı. Ancak, her ne kadar Sovyet resmi söylemlerinde, İran
11National Security Archieve ( NSA )National Intelligence Daily ( Cable ), 11 January 1979.
CIA-RDP 79T00975A031000040002-1. 12 NSA, Projecting The Soviet in The Middle East 14 July 1979, Departman of State,
AIRGRAM.
13Aryeh Yodfad, The Soviet Union and Revolutionary Iran, New York, 2011, p, 46.
165

Muhalefetine bir destekten söz edilmese de yarı resmi ve resmi olmayan
çevrelerin bazı hareketleri de dikkatlerden kaçmıyordu. Brejnev’in Şah’a
destek anlamına gelebilecek mesajının yayınlandığı gün, Bakü’den yayın yapan
İran’ın Sesi Radyosu Şah’ın devrilmesini ve İran’da İslâmi bir cumhuriyetin
kurulmasını hararetle destekliyordu.14
1978 yılı Kasım ayından sonra, İran olayları Sovyet basınında daha
geniş olarak yer bulmaya başladı. Bunda şüphesiz ki Şah’ın düşme olasılığının
ağırlık kazanmasının etkisi vardı. Pravda ve İzvestia gibi yayın organlarında,
İran’daki karışıklıklar geniş yer buluyor ve özellikle “İran Komünistleri” ve
“İslâmi Marksizm” kavramlarına vurgu yapılıyordu. Bununla birlikte Sovyetler
yine de Şah’a karşı resmen cephe almamaya özen gösterdiler. Şah’ın doğrudan
hedef alınması ABD’nin devreye girmesine ve İran Ordusu’nun olaylara
müdahalesine ve hatta ABD’nin bizzat kendi fiili müdahalesine yol açabilir ve
bu da Sovyetleri yeni bir durumla karşı karşıya bırakabilirdi. Böyle bir olasılığı
önlemek için Sovyetlerin bir takım manevra girişimlerinde oldukları görülüyor.
18 Kasım 1978’de Brejnev, bir dış müdahale olması durumunda, İran’a 1921
Anlaşması gereği asker gönderme haklarının bulunduğunu hatırlatıyor ve böyle
bir durumda sessiz kalmayacaklarının altını çiziyordu.15 Böylece Sovyetler
Şah’a karşı açıktan bir cephe almadan, profesyonelce, muhalefete ve özellikle
sol gruplara örtülü destek vermişlerdi.
Şah’ın ülkeyi terk etmesiyle birlikte Sovyetlerin ona karşı saldırıları
derhal başladı. Sovyet basınında Şah Dönemi’nin kötülükleri tek tek
sıralanırken, İran’ın geleneksel olarak Şiiliğe bağlılığından, neredeyse, övgüyle
söz ediliyordu. Belli ki Sovyetler Şah sonrası dönemde yeni rejimle yakınlık
kurmak istiyorlar ve bu rejimin İslâmi bir özelliğinin olacağı gerçeğini
kabulleniyorlardı. Bu bakımdan Pravda’da bir zamanlar Stalin tarafından
kullanılmış olan “objectively progressive” ifadesine yer verilmesi yeni
ilişkilerin hangi parametrelere dayandırılmak istendiğinin bir göstergesi idi.
16
Açıkça Sovyetler İran’a İslâmi bir kimliğiniz olabilir, komünistte
olmayabilirsiniz ama iki ülkenin ilişkileri iyi olabilir demek istiyorlardı. Eğer
ilişkiler Sovyetlerin umduğu gibi giderse, bu en azından, ABD’nin İran’daki
etkisinin azalacağı ya da sona ereceği ve İran’da sol grupların da sistemde yer
alabileceği anlamı taşıyacaktı.
Humeyni’nin, 1 Şubat 1979’da, Paris’ten havalanan bir uçakla
Tahran’a inmesi, bütün dünyanın olduğu gibi Sovyetlerin de ilgiyle izledikleri
bir olaydı. Humeyni’nin İslâm Devrim Konseyi’ni kurması ve Mehdi
14Kenneth R. Timmerman, “Iran Shows Its Soviet Sympathies”, The Wall Street Journal, 10
March 1989, p.A16:4
15Yodfad, p. 48.
16 Stalin bu kavramı (objectively progressive) “ Ant-i Komünist, Ant-i Sovyet olabilirsiniz, ama
bu durumda da Sovyetlere hizmet edebilirsiniz anlamında kullanmıştı. Yodfad, p. 53.
166

Bazargan’ı geçici hükümeti kurmakla görevlendirmesi üzerine, ordunun
Bahtiyar Hükümeti’nden desteğini çekmesi, Sovyetleri iki olasılığı düşünmeye
sev ketti. Birincisi, Bazargan Hükümeti’nin geçici de olsa kurulması Şah
Dönemi’nin tamamen kapanması anlamına gelmekteydi ki bu Sovyetlerin
memnun kaldıkları bir durumdu.17 İkincisi ise, bu durumu kabullenmek
istemeyecek ABD’nin, 1953’de olduğu gibi, İran Ordusu’nu duruma
müdahaleye yöneltme olasılığı idi. Sovyetler bu olasılığı engellemek veya en
azından azaltmak için birtakım davranışlar içerisine girdiler. Olayların
başından beri zaman zaman gündeme getirdikleri, İran’a bir dış müdahale
karşısında 1921 Anlaşması’nın 5. ve 6. maddelerinin öngördüğü şekilde
kayıtsız kalmayacaklarına dair söylemlerini daha kararlı bir biçimde dile
getirmeye başladılar. Dönemin ABD istihbarat raporlarında belirtildiğine göre;
Paris’teki Sovyet Elçilik görevlilerinden birisi, Fransız Dışişlerinden bir
yetkiliye, Sovyetlerin bu konuda kesin kararlı olduklarını söylemişti.18İzvestia
Gazetesinde de Sovyetlerin kararlılıkları konusunda devamlı haberler yer
alırken, bazı ABD kaynaklarına göre, Sovyetlerin bu konuda hazırlık yaptıkları
ve İran’ın Kuzey sınırına asker yığdıkları iddia edilmişti.19 Ancak Sovyetlerin
İran’a müdahalesi ABD’nin müdahale koşuluna dayandırıldığından hiçbir
zaman gerçekleşmedi. Çünkü ABD çevrelerinde İran’da Ordunun duruma
müdahale seçeneğine Başkan Carter’in Ulusal Güvenlik Danışmanları biri
dışında (Zibigniev Brezinski) sıcak bakmamışlardı. Humeyni’nin iddiasına
göre ise ABD ordunun müdahalesi için çalışmış fakat ordu İran Halkının
yanında yer almıştı. Nitekim Humeyni konu ile ilgili bir açıklamasında; “
İran’da Ordunun yönetime müdahalesini düşünmek bir çocuğun rüyası gibidir “
demişti.20
İran’da İslâmi Rejimin Kurulması ve Sovyetler
Şah’ın devrilmesinden sonra İran’da nasıl bir rejimin kurulacağı bütün
dünyada olduğu gibi Sovyetlerin de merak ettikleri bir konu idi. Çünkü İran’la
Sovyetlerin ilişkilerini bu yeni rejimin niteliği belirleyecekti. Sadece Sovyetler
değil ABD de Humeyni’nin gerçek niyeti konusunda kuvvetli bir öngörüye
sahip değildi. Humeyni’nin Paris’te yaşadığı süre içerisinde dünya basınına,
özellikle İran’da olaylar başladıktan sonra, vermiş olduğu 132 demeçte ılımlı
17Şahbur Bahtiyar, başlangıçta, Şah’a karşı kurulan Muhalefet Cephesi’nde yer almıştı. Ancak
işlerin karışması üzerine Şah Onu hükümeti kurmakla görevlendirmişti. Bahtiyar’ın bu görevi
kabul etmesi Humeyni’yi çok kızdırmıştı. Ancak Şah’ın son Başbakanı ünvanı da ona aittir.
Fahir Armaoğlu, 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi, Alkım Yay. İstanbul, 1999, s. 754. 18 NSA, National Intelligence Daily (Cable) 19 January 1979, CIARDP79T00975A031000110001-4.
19 New York Times, 15 December 1986. 20Ahmed S. Hashim, “ The Iranian Armed in Politics, Revolution and War: Part One “, Middle
East Policy, Vol.XIX, No.2, Summer 2012, p. 98.
167

ifadeler kullanması, etrafında laik ve liberal danışmanlar bulundurması
herkeste onun hakkında demokratik bir imaj yaratmıştı. Hatta ABD’nin Tahran
Büyükelçisi William Sullivan dahil birçok kişi Humeyni ile yakın diyalog
kurulması taraftarıydılar.21 Sovyetlerin de Humeyni’nin gerçek niyeti hakkında
çok net bir düşüncelerinin olmadığı anlaşılıyor. Bununla birlikte Sovyetler
İran’da oluşacak yeni rejimin kendileriyle kuracağı ilişkilerden çok bu rejimin
ABD ile geliştireceği ilişkilerine odaklandılar. Hiç şüphesiz ki, ABD karşıtı bir
İran Batılılarla Sovyetler arasında geçmişte olduğu gibi yeniden bir tampon
rolü üstlenecek ve bu da kendilerini fazlasıyla rahatlatacaktı.
Bu nedenle, Sovyetler İran’daki İslâmi Rejimin kurulmasının ilk
aşamasından itibaren süreçle çok yakından ilgilendiler. Humeyni’nin İran’a
varır varmaz geçici Başbakanlığa atamış olduğu Mehdi Bazargan Hükümeti’ni
derhal tanıdıkları gibi, Humeyni’nin, 25 Şubat 1979’da,Tahran’daki ilk
mitingine katılan tek yabancı diplomat da Sovyet Büyükelçisi M. Vinogradov
idi. 1 Mart 1979’da da Pravda Gazetesi’nde İran’daki yeni rejime yönelik geniş
bir destek açıklamasına yer verildi. Açıklamada; İran Halkı’nın çok zor ve
kanlı bir süreçten büyük bir zaferle çıktığına vurgu yapılıyor ve Amerikan
Emperyalizmine karşı kazanılan zafer kutlanıyordu.22 Pravda’da çıkan bu
yazıdan iki gün sonra da Sovyet lideri Brejnev, İran Halkının zaferini resmi bir
açıklama ile kutlamış ve devrimin lideri Humeyni’yi tebrik etmişti. Brejnev
açıklamasında özellikle iki ülkenin iyi komşuluk ilişkilerinin yararlarından da
söz etmişti.23
Sovyetler, İran’ın yeni rejimin kurulma aşamasında karşı karşıya
bulunduğu sorunların farkında idi. Humeyni Tahran’a vardığında Şah ülkeyi ter
ketmiş ancak geride çökmüş bir ekonomi ve petrol krizi gibi dev sorunlar
bırakmıştı. Sovyetlere göre İran’ın bu sorunları aşmasına verilecek destek iki
ülke ilişkilerine olumlu katkı sağlayabilirdi.24 Öte yandan, İran’da
Humeyni’nin etkisinde geçici hükümetin dış politika ile ilgili almış olduğu bazı
kararlar Sovyetleri fazlasıyla memnun edecek türdendi. Bazargan Hükümeti
İran’ın CENTO’dan ayrıldığını ve İsrail’e petrol satışının durdurulduğunu ve
Filistin Kurtuluş Örgütünün tanındığını ilan etmişti.25 Ayrıca İran’da seçimlerin
yapılacağının ve yeni rejimin adının seçilecek parlamento tarafından
belirleneceğinin açıklanmasına Sovyet Parlamentosu adına Demianenko
tarafından Pravda’ya yapılan bir açıklama ile büyük destek gelmişti.
Demianenko’nun yeni dönemde İran’la ilişkilerin eskisinden çok daha iyi
21Dominic Sandbrook, “ After the Revolution”, New Statesman, 26, 2009, p. 32.
22Alvin Z. Rubinstein, “ The Soviet Union and Iran Under Khomeini “, International Affairs,
Vol. 57, No. 4, Autumn 1981, p, 602.
23Rubinstein, p. 603.
24Sandbrook, p. 30.
25Rubinstein, p. 600.
168

olacağına dair açıklamasına İran Başbakan Yardımcısı A. Amir Entazam aynı
şekilde karşılık vermiş ve iki ülkenin çıkarlarının birçok konuda işbirliğini
gerektirdiğini belirtmişti.26 Sovyetler İran’ın kendilerinden özellikle ekonomik
konuda yardım bekledikleri ve bu konuda yapılacak yardımların İran’la siyasi
ilişkilere de olumlu katkı sağlayacağının farkında idiler ve bu konuda hiç
tereddüt etmediler. Şah döneminde başlatılan ekonomik ve teknolojik desteği
sürdürmeye karar verdiler. Tahran’a Sovyetler tarafından yapılan ilk resmi
ziyaret, 4 Mayıs 1979’da, bizzat resmi haber ajansı TASS tarafından
duyurulmuştu. Duyuruda, Tahran’ı ziyaret eden Sovyet yetkilinin SSCB Dış
Yardım Konseyi Başkan Yardımcısı SemyonSkachkov olduğu belirtilmişti.27
Görüşmelerde ele alınan konular arasında İran’a gıda yardımı yapılması, duran
petrol ve gaz üretiminin yeniden başlatılması ve daha önce Şah döneminde
başlatılmış olan İsfahan Çelik Tesisleri ile hidroelektrik santrallerine
Sovyetlerin desteğinin devam etmesi ilk sırada yer almıştı. Görüşmeler
Tahran’da devam ederken SSCB Dışişleri Bakanı Andrei Gromiko da
Moskova’da İran’ın yeni büyükelçisini kabul etmişti.28
Sovyetlerin yeni İran rejiminden beklentileri arasında, Şah
zamanında yasadışı ilân edilmiş olan, Komünist örgütlerin faaliyetlerinin
serbest bırakılması da yer alıyordu. Nitekim 14 Mart ve 9 Mayıs 1979
tarihlerinde, İran’da iki aşamalı olarak Parlamento seçimlerinin ardından
Pravda’da PetrDemchenko tarafından geniş bir makale yayınlanarak, “İran’da
bir Cumhuriyet kurulduğuna göre TUDEH de sisteme dahi edilmeli” şeklinde
bir yoruma yer verilmişti.29 Şah’ın devrilmesinde başta TUDEH olmak üzere
İslamcı Solcu Halkın Mücahitleri ve Marksist Leninist Halkın Fadaileri gibi
örgütler önemli rol oynamışlardı. Şimdi Sovyetler İran’la gelişmekte olan iyi
ilişkilerden de yararlanarak rejimin solcu grupları dışlamamasını sağlamaya
çalışıyordu. Ancak Sovyet resmi yetkililerinin daha temkinli hareket ederek
konuya mesafeli yaklaşmalarına rağmen, basın işin peşini bırakmaya niyetli
değildi. Esasında, Sovyetler Birliği gibi bir ülkede basının politikacıların resmi
sözcüsü olduğunu iki taraf ta biliyordu. Fakat Sovyetler yine de böyle bir
yöntemi kullanmayı tercih etmişlerdi. Sovyet Basın organlarında İran’daki
solculardan, işçilerden ve üniversite gençliğinden devamlı şekilde haberlere yer
veriliyordu. Şah zamanında yurtdışında bulunan eski komünistlerin lider
kadrosundan bazılarının İran’a dönmesi de Sovyet basınında geniş yer
26Yodfad, p. 55.
27 NSA, National Intelligence Daily(Cable) 4 May 1979, CIA-RDP79T00975A031400040001-8. 28 V. Ivanen koand Michel Vale, “TwentyYears of Soviet-IranianEconomicand Technical
Cooperation“, Soviet and European Foreign Trade, Vol. 21, No. 1/2/3, Economics and Political
Economics ( Spring-1985), p.142. 29 NSA, National Intelligence Daily (Cable) 12 May 1979, CIARDP79T00975A031400110002-9.
169

bulmuştu. Bunlardan Nureddin Kianuri’nin “Humeyni ile ortak bir dil
yakalayacaklarına inandıklarını ve ona sempati duyduklarını“ ifade eden bir
açıklaması Sovyetlerin İran’dan bu konudaki beklentileri ile uyuşuyordu.30
Sovyetler ve İran Komünistleri için ilk hayal kırıklığı, İran’da
referandum yapılarak halkın %99’unun desteği ile devletin yeni adının İran
İslâm Cumhuriyeti olarak ilân edilmesi oldu. Dini esaslara dayalı bir rejimin
diğer siyasi gruplara tahammül etmesi şimdiye kadar görülmüş bir şey değildi.
Sovyetlerin geçmiş dönemlerde İran Komünistlerine vermiş olduğu destek İran
Mollalarının hafızasındaki canlılığını koruyordu.31 Nitekim çok geçmeden
İslâmi rejimi egemen kılmak için başlatılan operasyonlar sırasında diğer siyasi
gruplar gibi komünistler de hedef alındılar. Esasında İran’da İslâmi rejiminin
komünistlere ve diğer gruplara karşı başlatmış olduğu temizlik operasyonu
biraz da 1917’deki Sovyet Bolşevik İhtilâlini hatırlatıyordu. Nasıl ki, 1917’de,
Bolşevikler Rusya’da liberaller ve sosyalistlerle kısa bir koalisyon süreci
yaşadıktan sonra onları tasfiye etmişlerse şimdi İran’da da aynısı oluyor ve
İslâmi ve dini olmayan tüm görüşler yasaklanıyordu.32
Yeni İran rejimi ile Sovyetler arasındaki ilişkilerde başlamış olan
samimiyetten yoksun balayı dönemi çok uzun sürmedi. 1979 Temmuz ayından
itibaren ilişkiler soğumaya başladı. Ağustos ayında İran’da Devrim
Muhafızlarının TUDEH’in yayın organı Mardom’un bürosunu basması ve
hareketi kanun dışı ilân etmesi ve Sovyetlere gaz taşıyan bir boru hattının iptal
edilmesi Sovyetlerin büyük tepkisine yol açtı. Sovyet basınında altı aydan beri
Humeyni’ye ve İran Devrimi’ne yönelik övgüler yerini birden keskin
eleştirilere bıraktı. Başta Pravda olmak üzere gazeteler İran’ı ve Humeyni’yi
fanatik bir dini rejim kurmakla suçluyor ve bu gelişmeleri hayal kırıklığı olarak
yorumluyordu. Sovyet basınına göre, İran Halkına gerekli hakları tanımadığı
için, yeni rejimin Şah dönemiyle hiçbir farkı yoktu. Moskova Radyosu ise daha
da ileri giderek, İran rejimini dinî bir diktatörlük olmakla suçluyor ve ülkenin
büyük bir camiye dönüştüğünü ve bunun ülkedeki ekonomik ve siyasi sorunları
daha da büyüteceğini iddia ediyordu.33 Sovyetlerle İran arasındaki ilişkilerin
bozulması sadece İran’ın TUDEH ve diğer sol gruplara karşı cephe almasıyla
sınırlı değildi. Sovyetlerin Afganistan’ı işgali iki ülkenin ilişkilerinin daha da
bozulmasına yol açtı.
30Yodfad, p. 55.
31 Sovyetlerin Tarihsel süreçte İran’daki Komünist harekete verdikleri destek için bk.: Reza
Kaviani, “TheIranian Communists and Soviet Union”, International Journal of Political Science,
Vol. 1, No. 1, Winter/Spring 2011, pp. 35-48. 32Jonathan White, “ A Comparative Revolution”, Teaching History, No. 142, March 2011, ( The
Historical Association ) p. 41.
33Yodfad, p. 60-61.
170

Afganistan’ın İşgalinin İlişkilere Etkisi
Sovyetler Aralık 1979’da, Afganistan’ı işgal ettiklerinde İran’daki
İslâmi Rejim henüz bir yılını bile doldurmamıştı. İşgal olayı Kasım Ayı
içerisinde İranlı bir grup gencin ABD Elçiliği’ni basarak 63 kişiyi rehin
almasının hemen sonrasında gerçekleşti. Sovyetlerin Afganistan’ı işgal
ederken bu olayları ve İran’ın yaşadığı diğer iç politikaya dönük sorunları
fazlasıyla göz önünde bulundurduklarını göstermektedir. Sorunsuz bir İran’ın
Afganistan gibi Müslüman bir ülkenin işgaline karşı vereceği reaksiyon
şüphesiz ki Sovyetleri memnun etmeyecekti. Ayrıca işgalin İran’ı ilgilendiren
özel bir nedeni de vardı. Sovyetlerin Afganistan’a yerleşmesi, Tarih boyunca
Kuzeyden her zaman tehdit altında kalan İran’ın aynı tehditle Doğudan da
kuşatılmışlığa uğraması demek olacaktı.
İran-Sovyet ilişkilerinde, Haziran 1979’dan itibaren, başlayan
soğukluk Sovyetlerin Afganistan’ı işgaliyle daha da büyüdü. İran Kamuoyunda
Sovyetlerin prestiji işgalden dolayı büyük bir darbe yerken başta Dini Lider
Humeyni olmak üzere, siyasi liderler ve Halk işgale karşı çok şiddetli tepki
gösterdiler.34 Esasında İran’ın Afganistan olaylarına tepkisi Sovyetlerin
işgalinden önce başlamıştı.1978’de Muhammed Davud Han’a karşı
Komünistler tarafından gerçekleştirilen darbeye karşı İran’ın önde gelen Dini
Liderlerinden Ayetullah Şeriatmedari ateş püskürmüş ve Afgan Halkını
Komünist Nur Muhammed Teraki Hükümeti’ne karşı cihada çağırmıştı. Aynı
yıllarda kendileri de Şah’a karşı direniş içerisinde olduklarından Afganistan’a
yeterince destek verememişlerdi. Şah devrildikten sonra Yeni İran
Yönetimi’nin Afganistan’a desteği ve Sovyetlere uyarılar artmaya başladı. 12
Haziran 1979’da, Humeyni Sovyetlerin Tahran Büyükelçisi Vinogradov’u
Afganistan’ın içişlerine karıştıkları ve İran’daki Kürt ve Belucistan
Bölgelerindeki olaylara destek verdikleri gerekçesiyle çok sert bir biçimde
uyardı. Büyükelçinin iddiaları inkâr etmesine rağmen Sovyet Basınının
kışkırtıcı tutumunu sürdürmesi üzerine de Humeyni bir mesajla
Afganistan’daki Sovyet Kuklası Yönetime karşı ayaklanma çağrısı yaptı.35
Afganistan’ın Sovyetler tarafından işgali İran’ı dış politikada yeni bir
durumla karşı karşıya bırakmıştı. Humeyni, Şah Döneminde İran’a karşı
izlediği tutum ve yaşanmakta olan rehineler krizi nedeniyle Amerika’yı
“Büyük Şeytan“ ilân ederken Afganistan’ın işgalinden dolayı da Sovyetleri
“Allahsız“ diye sunuyordu.36 Ancak İranlı yöneticiler ABD’den sonra
Sovyetlere karşı da cephe almaktan kaçınmadılar ve Afganistan’ın işgaline
34 New York Times, “ Soviet Influence In Iran Shows A Sharp Decline “ , November 14, 1982. 35Rubinstein, p. 604.
36 James G. Hersberg, “ TheWar in Afghanistan and the Iran-Contra Affairs : Missing Links? “,
Cold War History, Vol. 3, No. 3 ( April 2003 ), p. 26.
171

tepki göstermekte diğer İslâm ülkelerinden geri kalmak niyetinde değildiler.
Nitekim bir süre sonra Sovyetlere yönelik tepkiler daha da artmaya başladı.
Sovyetlerin Afganistan’ı işgali İran’da Şah sonrası yapılması
kararlaştırılan parlamento seçimleri dönemine rastlamıştı. Bu nedenle seçim
sürecinde kullanılan ana temalar arasında ABD karşıtlığı kadar Sovyetleri
protesto eden sloganlara da fazlasıyla yer verilmekteydi. Geçici Bazargan
Hükümeti’nin Dışişleri Bakanı Sadık Ghotbzadeh, Sovyetleri İran’ın bir başka
sınırına yerleşen büyük bir tehlike olarak kınarken aynı hükümette maliye
bakanı ve gelecekte İran İslâm Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı olacak olan
Ebulhasan Beni-Sadr, Afganistan’ı işgal eden Sovyetleri İran’ı da parçalayarak
Hint Okyanusu’na inmeye çalışmakla suçlamıştı. Her ne kadar Sovyetler
İran’ın tedirginliğini azaltmak için Tahran Elçisi vasıtasıyla Humeyni’ye bir
güven mektubu göndermişlerse de bu İran’ı ve Humeyni’yi ikna etmeye
yetmemişti.37 Buna rağmen Sovyetler İran’ı ikna çabalarını sürdürdüler. 4
Şubat 1980’de Devrim’in birinci yıl dönümü nedeniyle Brejnev Humeyni’ye
bir kutlama mesajı gönderdi. Ancak Humeyni Brejnev’in mesajına yönelik
verdiği cevapta, Afganistan’ın işgalini şiddetle protesto etti ve İran’ın
Moskova’da yapılacak oyunları boykot ettiğini kesin bir dille açıkladı.38
1980 Sonbaharında, İran-Irak Savaşının çıkmasının Sovyetleri
Afganistan konusunda rahatlattığına kuşku yoktur. Savaş’ın etkisiyle İran
Sovyetlere karşı kullandığı sert ifadeleri zaman zaman sürdürmekle birlikte
daha temkinli bir tutum alamaya başladı. 1982 Yılında, Sovyetlerle İran
arasında imzalanan bir ekonomik anlaşma Afganistan’ın işgali, tutuklanan
komünistler, Raşt Konsolosluğunun kapatılması, Moskova Olimpiyatlarının
boykot edilmesi ve Irak’a silâh yardımı gibi krizlerden sonra ilk yumuşama
işareti anlamına geliyordu. Anlaşmada Sovyetlerin desteği ile Şah zamanında
başlatılan fakat devrim nedeniyle durdurulmuş olan iki termik santralin
tamamlanması öngörülüyordu. Santrallerden birisi İran’ın petrol bölgesi Ahfaz
( 1.260 megawat )da diğeri de Isfahan ( 800 megawat ) da inşa edilecekti.
Anlaşma nedeniyle İran’ın Moskova elçiliğinde düzenlenen bir konferansta,
İran’ın Enerji Bakanı Hasan Ghafuri-Fard Sovyetler Birliği Devlet Başkanı
Yardımcısı Vasily V. Kuznetzov’un da bulunduğu bir ortamda ilk kez
Sovyetlerin Afganistan’dan çekilmeleri ve Irak’a silâh satışı gibi konulara hiç
değinmemişti. Ghafuri’nin Sovyetleri dost bir ülke olarak gördüklerini
37 Humeyni’nin, Sovyet elçisinin kendisine sunduğu mektupta yer alan, “ Sovyetlerin Afganistan
ve İran’ın içişlerine karışma niyeti asla söz konusu değildir “ şeklindeki ifadeyi okuduktan sonra
güldüğü ve “ Bazen bir yalancı yalan konuşur ve karşısındakinin bunu bilmediğini düşünür,
bazen de yalan konuşan karşısındakinin kendisine inanmadığının farkındadır “ dediği iddia
edilmektedir. Rubinstein, p. 604.
38Rubinstein. P. 607.
172

söylemesi şüphesiz ki Sovyetleri rahatlatmıştı.39 Bununla birlikte İran’ın
Afganistan’ayönelik destek politikası Sovyetler bu ülkeden çekilinceye kadar
çeşitli yöntemlerle sürdürülmüştür.
ABD tarafından 1986 yılında, gizli olarak İran’a silâh satışının
yapıldığı ve literatürde “Iran Contra Affair“ ya da “Irangate“ diye anılan
sürecin bir ucu da İran üzerinden Afganistan direnişçilerine yardım hesabına
dayanıyordu. Afganistan’ı işgal eden Sovyetlerin İran-Irak Savaşı sırasında
Irak’a da yardım yapmaya başlaması İran’ı bir kuşatılmışlıkla karşı karşıya
bırakmıştı. İran bu çemberi kırmak için dünyaya en büyük düşman olarak ilân
ettiği ABD’den normal yollardan olmasa bile silâh satın almakta ve bunu da
İsrail üzerinden yapmakta bir sakınca görmemişti.40 Dönemin ABD Başkanı
Reagan’a Ulusal Güvenlik Danışmanlarından Oliver North, Robert C. Bud,
McFarlane ve John M. Poindexter tarafından Washington’un Tahran’a
Afganistan Mücahitlerine ulaştırılmak üzere silâh verilmesi önerilmiş ve bunun
üzerine taraflar arasında bir dizi görüşme yapılmıştı. 1986 Kasım ayında
Londra’da başlayan görüşmeler zaman zaman Almanya’da sürdürülmüş ve
toplantılarda İran ve ABD li temsilcilerin yanı sıra bazı İsrailli yetkililer de yer
almıştı.41 Görüşmelerde İran tarafının yardımın Şii Mücahitlere yapılmasında
ısrar ettiği ve seçici davrandığı anlaşılıyor. İran adına görüşmelere katılan
Dışişleri Bakanlığı Danışmanı Hadi Najafabadi’nin, İran’da Mücahit
Kamplarının olduğu ve onlara eğitim ve jojistik destek verdikleri42 yönündeki
sözleri bu bakımdan anlamlıdır.
Afganistan’ın işgalinin Sovyet-İran ilişkilerinde yarattığı bir diğer
derin problem de Mülteciler sorunudur. İşgalden itibaren Afgan Halkından pek
çok insan Pakistan ve İran’a iltica etmişti. Pakistan’a sığınanların sayısı daha
çok olmakla birlikte İran’a sığınanların sayısı da 500.000’den fazlaydı.
Mültecilerin ilk günden itibaren 936 km. lik sınırdan İran topraklarına girmesi
bir yandan Şah Döneminden kalan sorunlar diğer yandan da Irakla devam eden
savaş nedeniyle İran’ı çok zor durumda bırakmıştı. Ancak Sovyetlerden kaçan
Müslümanlara sahip çıkma duygusu Sovyetlere reaksiyon göstermeye katkı da
sağlıyordu. Öte yandan Mülteciler Sorunu Pakistan’la İran’ı aynı problemle
karşı karşıya bıraktığından iki ülkenin ilişkilerine de olumlu katkı
sağlamaktaydı.43 Sovyetlerin Mülteci akınını önlemek bahanesiyle İran sınırına
39 New York Times, “ Around The World; Iran and Soviet Sign Accords on Power Plants “,
February 16, 1982.
40 ABD’de Kongre’nin bilgisi dışında gerçekleştirilen bu skandalla ilgili 1987 yılında açılan
soruşturma raporunun tam metni için bkz., New York Times, “ The Iran-Contra Report; Key
Sections of Document: The Making of a Political Crisis “ , November 19, 1987.
41The Iran-Contra Report… 42Hersberg, p. 39.
43Zahid Ali Khan/ShabirAhmad, “ Pakistan and Iran in Afghanistan:
From Soviet Intervation to the Fall of Taliban “, Central Asia Journal, No. 64, p.2.
173

yakın bölgelere 80 ile 100 bin arasında asker yığması ve İran’ın Belucistan
Bölgesinde çıkan ayaklanmalar iki ülke ilişkilerini zaman zaman oldukça kritik
aşamaya getirmişti. Bununla birlikte İran’daki İslami Rejim’in ülkedeki
komünistleri tasfiyede Afganistan’ın işgalinden fazlasıyla yararlandığı da
söylenebilir. Ancak 1986’dan itibaren Gorbachovla birlikte Sovyetlerin
Afganistan politikasının değişme eğilimine girmesi İran-Sovyet ilişkilerini de
kısmen etkilemiştir.
İran-Irak Savaşının İlişkilere Etkisi
1980 Eylül Ayında İran’la Irak arasında başlayan savaş Sovyetler
Birliğine önemli bir rahatlama getirmişti. Sovyetlerin Afganistan’ı işgal
nedeniyle karşılaşmış olduğu uluslararası yalnızlığın bir benzerini de şimdi
Irakla savaşan İran yaşamaktaydı. Irak’ın arkasında ABD ile birlikte Tüm Batı
Ülkeleri ve birçok Müslüman ülkenin yer alması İran’da Sovyetlerin
kendilerini destekleyecekleri veya en azından tarafsız kalacakları şeklinde bir
beklenti yaratmıştı.44 Fakat Sovyetlerin tutumu İran’ın umduğu gibi olmamış
ve adeta bir hayal kırıklığına uğramışlardı. İran’ın, yukarıda da belirtildiği gibi,
Sovyetlere İran’ın içişlerine müdahale ve Afganistan’ın işgali nedeniyle
gösterilen reaksiyonun azalması biraz da bu beklentilerle ilgiliydi. Ancak
1982’deki bu kısmi yumuşama sonuçsuz kaldı.
Savaşın başlamasıyla birlikte, Sovyetler Birliği’nin resmi bir
açıklamayla tarafsız kalacağını duyurması esasında İran’ı çok da memnun
etmemişti. Çünkü İran savaş nedeniyle Irak’a oranla silaha daha çok
gereksinim duyuyordu. İslâmi Rejim, ABD ile yaşamış olduğu özellikle
rehineler krizi nedeniyle, ABD ve Batı Ülkelerinden elde ettiği silâh
kaynaklarını tamamen kaybetmişti. Bu nedenle Sovyetlerden alınacak silahlar
İran için hayati önem taşıyordu. İran aynı zamanda silah satın almada Irak
kadar fazla seçeneğe sahip değildi.45 Böyle bir durumda Sovyetlerin tarafsız
kalması bile İran’ın aleyhine bir sonuç doğuruyordu. Kaldı ki Sovyetler tarafsız
da kalmadılar ve Irak’a silâh satmaya devam ettiler. Sovyetlerin bu davranışı
İran-Sovyet ilişkilerindeki en büyük kırılma noktası oldu. Zaten savaştan önce
de Sovyetler Irak’ın en önemli silah kaynağı idi. 1958 Askeri Darbesinden
sonra Batı’dan uzaklaşan Irak Sovyetlere yaklaşmış ve Sosyalist Baas
Partisi’nin iktidarıyla da bu ilişkiler yeni bir hava yakalamıştı. 1972’deki
Dostluk ve İşbirliği Anlaşması iki ülke arasındaki ilişkileri daha da
geliştirmişti.46
44 Adam Tarock, “ Iran and Russia in ‘ strategicalliance ‘, Third World Quarterly, Vol. 18, No. 2,
2007. p. 211. 45Steffany Trofino/Alexandr Nemets, “Russia: Tipping theBalance in the Middle East”, Journal
of Slavic Military Studies, No. 22, 2009, p.368. 46 Central Intelligence Agency(24 Dec. 1980), Special National Intelligence Estimate: Soviet
174

Savaş sırasında Sovyetlerin Irak’a silah ve lojistik yardımda
bulunması İran tarafından çok sert tepkisiyle karşılandı. Ancak Sovyetler bu
yardımı savaştan önce Irakla imzaladıkları anlaşmalara dayandırarak
açıkladılar. Irak’a verilen silâhlar bu ülkeye doğrudan değil aracı ülkeler
üzerinden ulaştırıldı. Sovyetlerin de daimi üyesi bulunduğu Birleşmiş Milletler
Güvenlik Konseyi’nin tarafları savaşı durdurmaya yönelik çağrısı Irak’a silah
verilmesiyle bir çelişki oluşturmaktaydı. Sovyetlerin özellikle savaş sırasında
Irak’a vermiş olduğu 800 adet Scud-B tipi füzeler savaşın gidişatında önemli
etkiler yaratmış ve İran’ın savaşı durdurmaya razı olmasında büyük rol
oynamıştı.47 Yukarıda belirtilen “ İrangate “ Skandalı’nın bir ucu da
Sovyetlerin savaş sırasında Irak’a silâh vermesine dayanmaktaydı. İran’la
yaşadığı sorunlar nedeniyle Saddam Hüseyin’e daha meyilli olmasına rağmen
ABD’de bazı çevrelerin Sovyetlerin İran’a karşı Irak’a silah satmasına çok
sıcak bakmadıkları anlaşılıyor. İslâmi Rejimin ilk günlerinde Humeyni’nin bir
askeri darbeyle devrilmesini savunan Başkanlık Danışmanlarından
ZibignievBrezinski bile Humeyni’yle yakınlaşılmasını önerecek kadar ileri
gidebiliyordu. Sovyetlerin Irak’a silah yardımı yapması İran’da özellikle sağ
kanada mensup bazı siyasetçilerin de sertleşmesine ve ABD ile ilişkilerin
düzeltilmesini istemelerine yol açmıştı.48
Sovyetler Irak’a yapılan silâh yardımının İran’da yarattığı rahatsızlığı
fark etmekte gecikmediler. İran’ın çaresiz kalması durumunda her şeyi göze
alarak ABD ile ilişkileri yeniden düzeltmesi Sovyetlerin göze alabileceği bir
şey değildi. Bu nedenle bir yandan Irak’a yardım yaparken İran’ı da bütünüyle
gözden çıkarmadılar. İrangate Skandalının bir benzeri de adeta Sovyet
Cephesinde yaşandı. Sovyetler İran’a ABD’nin yaptığına benzer şekilde Libya,
Suriye, Lübnan ve Kuzey Kore üzerinden silâh verdiler. Bir kısım silâhlar da
doğrudan Sovyet-İran sınırından verilmişti. Savaş malzemelerinin yanı sıra
başta Polonya ve Romanya olmak üzere bazı Doğu Bloku Ülkeleri üzerinden
de İran’a her türlü ihtiyaç maddeleri ulaştırıldı.49 Bunun İrangate Skandalından
tek farkı yardımların Sovyet Yönetimi’nin bilgisi dahilinde olmasıydı. İran’ın
savaşta dengeyi sağlaması ve savaşın uzamasında Sovyetlerin önemli çıkarları
vardı. Çünkü İran-Irak Savaşı sürdükçe Sovyetlerin Afganistan’ı işgali ikinci
plâna düşüyordu.
Sovyetlerin Irakla birlikte İran’a da silah satmaları iki ülke arasındaki
ilişkileri düzeltmeye yetmedi. Humeyni açıkça, ABD ile Sovyetler arasında bir
Interests, Policies, and Prospects with Respect to the Iran-IraqWar ( http: www.foia.cia.gov/
)SNIE 11-34/36 . 2-80, ( 30.12.2012). 47 Central Intelligence Agency…report , p. 5. 48Hersberg, p. 32.
49 “ Soviet Support for Iran Duringthe Iran-IraqWar “,
http_enwikipedia.org_wiki_Soviet_support…,pdf. Erişim Tarihi, 02.10.2013.
175

kaldırım taşı olmak istemiyordu. Sovyetlerin kendilerinin ABD ile
çatışmasından yararlandıklarının farkında idi.50 1988 yılının başlarında, İran’a
yönelik ambargo tartışmalarına Sovyetlerin de destek vermesi İran-Sovyet
ilişkilerinde yeniden bir gerginlik meydana getirdi. İran’ın savaşın sona
erdirilmesi çağrılarına yaklaşmaması ve Hürmüz Boğazı bölgesinde tekrar
askeri harekâta başlamasınedeniyle BM Güvenlik Konseyi’nde İran’a yönelik
silah ambargosu uygulanması gündeme geldiğinde Sovyetler buna destek
verdiler. Güvenlik Konseyi’nin tarafları ateşkes yapmaya çağıran 598 Sayılı
Kararına Irak uyacağını açıklarken İran bunu reddetmişti. Bunun üzerine de
Güvenlik Konseyinde İran’a silah ambargosu uygulanması gündeme gelmişti.
Sovyetler, Moskova’da 7 Şubat 1988’de, bu ambargo kararını
destekleyeceklerini resmen açıklamışlardı. İran’ı asıl çileden çıkaran ise Sovyet
Parlamento Başkan Yardımcısı GaibnazarPallayev’in Bağdat ziyareti
sırasındaki açıklamaları olmuştu. Bağdat’ta hem Devlet Başkanı Saddam
Hüseyin, hem de Dışişleri Bakanı Tarık Azizle görüşen Pallayev, ziyaretin
ardından yaptığı basın toplantısında, İran’a yönelik silah ambargosu kararını
desteleyeceklerini çok net bir biçimde vurgulamıştı. Sovyetler bu konudaki
kararlılıklarını bundan sonra da devam ettirmiş ve Birleşmiş Milletlerdeki
görüşmelerde tutumlarını aynı şekilde sürdürmüşlerdi.51
Bir taraftan Sovyetlerin İran’a yönelik ambargo kararına destek
vermeleri diğer taraftan da İran’ı savaşı durdurmaya zorlamak için Irak’ın
Tahran’a yönelik füze saldırıları İran’da Mart 1988’de Sovyetlere karşı büyük
bir nefretin uyanmasına neden oldu. Çünkü Tahran’ı vuran füzeler Irak’a
Sovyetler tarafından verilmişti. Şimdi İran bir taraftan Sovyet füzeleri ile
vurulurken diğer taraftan Sovyetlerin silah ambargosu ile karşı karşıya kalmıştı.
Sovyetlerin ambargo kararına siyasiler sert tepki gösterirken bundan etkilenen
bir kısım halk ülkenin pek çok bölgesinde Sovyet karşıtı gösteriler
düzenlemişlerdi. 7 Mart 1988’de, Tahran’daki gösterilerde Sovyet elçiliğine taş
ve Molotof kokteylleriyle saldırılmış diplomat ve elçilik personeli hayati
tehlike atlatmıştı. Benzer bir saldırı da Isfahan’daki Sovyet konsolosluğuna
yapılmış ve konsolosluk bir süre kapatılmıştı.52 Ancak olaylar sırasında İran’da
Hükümetin zamanında önlem aldığı ve 1980’deki ABD Elçilik Krizi’nin bir
benzerini Sovyetlerle de yaşamak istemediği dikkati çekiyor. Bunda İran’ın
Gorbachev yönetimi ile ilişkileri normalleştirme eğiliminin de etkisi vardı.
50 Ray Takeyh, “ All The Ayatollah’s Men “, The National Interest, September/October 2012, p.
52.
51 New York Times, “Soviet Called Ready to Back Iran Embargo” , February 7, 1988. 52 Chicago Tribune, “ Iranians Storm Soviet Embassy “, March 7, 1988.
176

Glasnost ve Perestroika Sürecinin İlişkilere Yansıması
Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreterliğine 1985 yılı Mart
ayında Mihail Gorbachev’un gelmesi ile birlikte ülkenin dış politikasında
radikal değişikliklerin meydana geldiği bir gerçektir. Bu süreçten Sovyetlerin
İran’la olan ilişkileri de fazlasıyla etkilenmiştir. Her ne kadar Gorbachev’un
adıyla özdeşleşen “Glasnost” ve “Perestroika” süreci daha çok Sovyetlerin iç
politikalarına yönelik ekonomik ve siyasi bir değişim anlamına geliyorsa da
bundan dış politikanın da etkilendiği çok açıktır.53 Kişisel olarak Gorbachev
Sovyetlerin dış politikasında yapmayı düşündüğü değişiklikleri iktidarının ilk
gününden itibaren kafasında tasarlamış olsa da bunların hayata geçmesi ancak
1987-1988’deki Glasnost ve Perestroika’ya yönelik reformların
tamamlanmasıyla olmuştur. Gorbachov’a göre reformların iç politikadaki
başarı şansı Sovyetlerin dışardaki çatışma politikalarından uzak durmalarına
bağlıydı. Afganistan’dan çekilme konusunda başlayan müzakereler ve İran-Irak
Savaşı’nın sona ermesi için Sovyetlerin aktif bir tutum içine girmesi iki ülke
ilişkilerindeki değişimin habercisi olmuştur. Gorbachev’la birlikte Sovyetler
İran’ı rahatlatacak önemli adımlar da atmaya da başladı.
Sovyet-İran ilişkilerinde uzun bir aradan sonra, 1987’de, ikili ilişkiler
yeniden başladı. Sovyetler uzun bir süre düşük düzeyde devam eden ilişkileri
geliştirmekte kararlıydılar. Sovyet Dışişleri Bakanlığının önemli
uzmanlarından biri olan Vladimir Petrovsky Şubat 1988’de İran İslam
Devrimi’nin 8. Yıl dönümü nedeniyle Tahran’da Başbakan Mir Hüseyin
Musavi ile görüşerek yeniden geniş ekonomik işbirliği önerisinde bulundu.
Musavi, İran’da Sovyetlerle ilişkilerin geliştirilmesini isteyen politikacılar
arasında en önde geliyordu.54 Ağustos Ayında da Sovyetler Birliği Dışişleri
Bakan Yardımcısı Yuli M. Vorontsov Tahran’ı ziyaret etti. Bu ziyaret 1982
yılından beri Sovyetlerle İran arasında imzalanan ancak işlevsiz kalan
ekonomik anlaşmadan sonraki en büyük diplomatik işbirliği anlamına
geliyordu. Vorontsov’un Tahran’da başta İran Cumhurbaşkanı Ali Hameney
olmak üzere Başbakan Mir Hüseyin Musavi ve Dışişleri Bakanı Ali Ekber
Velayeti tarafından ayrı ayrı kabul edilmesi İran’ın da Sovyetlerle ilişkilerin
düzelmesini ne kadar arzu ettiklerini göstermektedir. Ziyarete gerek Sovyet
gerekse İran basının da da çok geniş yer verilmişti. Tass Ajansı’nın haberine
göre, Vorontsov’la İranlı yetkililer arasında yapılan görüşmelerde, enerji ve
çelik endüstrisi projeleri konusunda işbirliği için prensip anlaşmasına
varılmıştı. Bu daha önceki anlaşmalarda yarım kalan projelerin yeniden
başlatılması anlamına geliyordu. Görüşmelerde ayrıca, İran’dan Sovyetler
53 Bu sürecin detayları için, bkz. John M. Battle, “ Uskorenie, Glasnost and Perestroika: The
Pattern of Reform under Gorbachev “, Soviet Studies, Vol. 40, No. 3 ( Jul., 1988 ), pp. 367-384. 54 “ Iran Shows Its Soviet Sympathies”, The Wall Street Journal, March, 10, 1989, p. A16:4
177

Birliği’ne petrol boru hatları döşenmesi ve İran’ın Körfez Bölgesini Sovyetler
Birliği’ne bağlayacak bir demir yolu ağının inşa edilmesi gibi konuların ele
alınmış olması ilişkilerin hedefinin normalin çok ötesinde arzulandığının
göstergesiydi.55Vorontsov’un Tahran ziyaretinin açtığı yolda ilişkiler hızla
ilerledi ve iki ülke temsilcileri Cenova’da aynı konuları müzakereye devam
ettiler. Bunu bir İran heyetinin Moskova’yı ziyaret ederek Sovyetler Birliği
Başbakanı Nikolai I. Ryzhkov ve Devlet Bakanı ve Eski Dışişleri Bakanı
Andrei Gromiko tarafından çok samimi bir şekilde kabul edilmesi izledi.56
Gorbachev’un tüm dünya ile Sovyetlerin ilişkilerini düzeltme arzusu
içerisinde İran’a özel bir yer ayırdığı görülmektedir. İran tarafında da üst
düzeydeki tüm siyasi liderler Sovyetlerle ilişkilerin düzeltilmesi ve
geliştirilmesi yönünde pragmatist bir yaklaşım sergilerken Dini Lider Ayetullah
Humeyni, İran’ın dünyadaki yalnızlığına aldırış etmeden, Sovyetlere ve
Gorbachev’a bir takım mesajlar göndermekten geri kalmıyordu. Humeyni’ye
göre, Sovyetler Glasnost ve Perestroika süreciyle içerisine düştükleri
problemlerden çıkış arayışı içerisinde idiler ve bunu da ancak İslam’a
dönmekle elde edebilirlerdi. Hatta Humeyni daha da ileri giderek Gorbachev’a
1 Ocak 1989’da bir mektup bile göndermişti.57 Özel Elçisi Ayetullah Cevadi
Amoli aracılığı ile Moskova’da bizzat Gorbachev’a sunulan mektubunda,
Humeyni açıkça Sovyetlere izlemeleri gereken politikalar için yol gösteriyordu.
Humeyni mektubunda Komünizmin yerinin artık “ dünya siyaset müzesi “
olduğuna vurgu yapıyor ve Rusya’nın yeni yönünün Batı değil İslam olması
gerektiğini söylüyordu. Böyle bir karar vermeleri durumunda İran’ın
kendilerine gerekli yardımı yapabilecekleri vaadinde de bulunuyordu.58
Humeyni’nin mektubunun Gorbachev’un politikalarında bir etkisinin
olamayacağı açıktı. Bundan daha da ilginç olanı Sovyetlerin de aynı dönemde
Humeyni’yi “Şeytan Ayetleri“ kitabının yazarı Salman Rüştü için vermiş
olduğu ölüm fetvasından vazgeçirmek için çaba harcamalarıydı. Humeyni ölüm
fetvasını geri almaya yanaşmadığı gibi, diğer ülkelere olduğu kadar Sovyetlere
de güvenmediğini ve İran’ın Sovyet yardımlarına ihtiyaç duymadığını da net
bir şekilde belirtmişti.59 Buna rağmen Sovyetler İran’la ilişkileri geliştirmekte
55 Görüşmelerle ilgili Sovyet ve İran tarafından yapılan açıklamalardan ABD’nin tedirgin olduğu
ülke basınında çıkan haber ve yorumlarda görülmektedir. Bu mega projelerin Sovyetlerin İran
üzerinde geniş bir etki kuracağı endişesi dile getirilirken bu konuda henüz bir anlaşmanın
imzalanmamış olması ABD yetkililerince teselli olarak açıklamalarda yer almıştır. Bkz., “ Iran
and Soviet Draft Big Projects, Including Pipelines and Railroad “, New York Times, August, 5,
1987.
56 “ Odd Couple: A Marxist Soviet and an Islamic Iran “, New York Times, August, 7, 1987. 57 Mektubun tam metni için bkz. ,( http://hasanrua.wordpress.com/2009/08/19/glasnost-veperestroyka/
) Erişim tarihi, 13.10.2013. 58 “ Study Islam, Khomeini Suggets to Gorbachev “, New York Times, January 5, 1989. 59 “ Iran Will not Rely on U. S. or Soviets, Khomeini Declares “, New York Times, October, 05,
178

kararlı hareket ettiler. 1989 Şubat ayında, Dışişleri Bakanı Eduard Şevarnadze
Tahran’ı ziyaret etti ve Humeyni de dahil olmak üzere tüm üst düzey
yetkililerle görüşmeler yaptı. Ancak Cumhurbaşkanı Hamaney ve Dışişleri
Bakanı Ali Ekber Velayeti ile yapılan görüşmelerde Salman Rüştü konusu ele
alınmasına rağmen Humeyni ile yapılan görüşmelerde konuya
hiçdeğinilmemişti.60 Humeyni ile bu hassas konuda yaşanacak tartışmanın
diğer ilişkilere de zarar vermesi önlenmeye çalışıldı. 1989 yılına girildiğinde,
Gerek Sovyetler Birliği’nin gerekse İran’ın içerisinde bulundukları güç koşullar
iki ülkeyi de birbirine yaklaşmaya zorlayacak düzeydeydi. Sovyetler
Afganistan’dan çekilmiş ve İran-Irak Savaşı da sona erdiğine göre iki ülke
ilişkilerinin önündeki önemli engeller ortadan kalkmıştı. Bunarağmen Humeyni
ilişkiler önündeki tek ve en önemli engel gibi duruyordu. 3 Haziran 1989’da
Humeyni’nin ölmesi bu engeli de ortadan kaldırmıştı. Humeyni’nin ölümünün
hemen arkasından İran Cumhurbaşkanı seçilen Haşimi Rafsancani’nin
Moskovayı ziyareti Sovyet-İran ilişkilerinde yep yeni bir sayfanın açılması
demekti.61 Günümüzdeki Rusya-İran yakın ilişkilerinin temelinin bu dönemde
atıldığı bir gerçektir.
Sonuç
Sovyetler Birliği için 1979-1989 yılları arasındaki zaman dilimi,
yaklaşık on yıllık bir dönem olduğu gibi, İran İslam Cumhuriyeti’nin de ilk on
yıllık dönemine karşılık gelmektedir. Bu süre içerisinde iki ülke arasındaki
ilişkiler birçok faktörün etkisiyle karmaşık sonuçlar doğurmuştur. İlişkilerdeki
en belirleyici etkenler iki ülkenin iç problemlerinden ve dünya ile yaşadıkları
sorunlardan kaynaklanmıştır. Gerek Sovyetler Birliği gerekse İran uluslararası
yalnızlıkları yönünden aynı kaderi paylaşan ülkeler olmuşlardır. Sovyetler
Birliği Afganistan’ın işgali nedeniyle dünyada nasıl bir prestij kaybına
uğramışsa İran’da Radikal İslâmi Rejim ve bunu ihraç etme girişimlerinin yanı
sıra ABD ve Batı ile yaşadığı kriz ve Irakla savaş yüzünden benzer sorunlarla
karşı karşıya kalmıştır. Ancak uluslararası yalnızlığın ortak payda olması
Sovyet-İran ilişkilerinin ileri düzeyde yakınlaşmasını sağlamada yeterli
olamamıştır. Sovyetler Birliği Komünist Rejimi yumuşatarak dünyaya
yaklaşma eğilimi içerisine girerken İran böyle bir gayret içerisinde olmadığı
gibi radikal İslami Rejimi benimseyerek adeta dünyadan kendi kendini izole
etmeyi bilerek tercih etmiştir.
1988.
60 “ Soviets Ask Intermediary Role in Rushdie Case “, New York Times, March 1, 1989. 61 Mehdi Sanaie, “ Problems and Prospects of Iranian-Russian Relations “, Russia in Global
Affairs, Vol. 5, No. 3, July-Septemper, 2007, p. 171.
179

İran’ın 1979 Devriminden sonra ABD ve Batı’dan tamamen kopması
onu dönemin uluslararası konjektürü gereği Sovyetlere yaklaştırmalıydı. Fakat
İran’daki İslami Rejimin niteliği buna imkân tanımamıştır. İran İslam
Cumhuriyeti dünyada Şiiliğin devlet dini olduğu ve ülkenin dış politikasını
yönlendirdiği yegane tek ülke idi.62 Bu nedenle iki ülke ilişkilerinin istenen
düzeyde olmaması sadece Sovyetlerin Afganistan’ı işgal etmesi, Irak’a yardım
yapması ve İran Komünistlerine destek vermesi ya da Komünist rejimle İslam
Dininin doku uyuşmazlığından kaynaklanmamıştır. İran’da Şiiliğin bir din
değil bir ideoloji olması iç politikada olduğu gibi dış politikada da etkisini
göstermiştir. Her ne kadar pragmatik bazı girişimlerde bulunulmuşsa da İslami
Rejimin taraftarları başta Humeyni olmak üzere her zaman ağır basmışlardır.
Politikacılar Sovyetlerle ilişkileri geliştirme eğilimi içerisinde olsalar da
Humeyni faktörünü aşacak güçleri olmamıştır.63
İran’daki İslâmi yönetim Sovyetlerle ilişkilerin iyi olmamasını
ülkedeki Sol Grupları tasfiye etmek için önemli bir gerekçe saymıştır. ABD ile
yaşanan rehineler krizinden yararlanılarak İran liberalleri nasıl tasfiye edilmişse
Afganistan’ın işgali ve Irak’a Sovyet yardımları da İran Soluna karşı yürütülen
kampanyalara kamuoyu desteğini artırmıştır. Hem liberallerin hem de
solcuların tasfiye edilmesi İslâmi rejimi daha radikal bir çizgiye sürüklerken
ülkeyi de içe kapanmaya mahküm etmiştir. İki ülke ilişkilerinin düzeltilmesi
için başlatılan girişimlerin neredeyse tamamının Sovyet tarafından gelmesi
İran’ın yalnızlığı adeta bir dış politika felsefesi olarak tercih ettiğini
göstermektedir. Ancak İran Sovyetlerle ilişkilerini düzenlerken bu ülkenin
içerde yaşadığı boğulma ve bununla bağlantılı olan Afganistan bataklığına
saplanmasından fazlasıyla yararlanmaya çalışmıştır. Humeyni ABD ile
çatışırken Sovyetlere de mesafeli kalarak İslam Dünyası’nın ve Soğuk Savaştan
bunalmış ülkelerin sempatisini kazanmaya özen göstermiştir. Bununla birlikte
Sovyetler de İran’la ilişkilerin düzelmesini daha çok arzulayan taraf olmalarına
rağmen Humeyni’nin söylemlerinden kendi ülkesinde yaşayan
azımsanamayacak sayıdaki Müslüman nüfus nedeniyle hep endişe
duymuşlardır.
Sovyet-İran ilişkilerinin etkilendiği diğer bir faktör iki ülkenin içerde
yaşamış oldukları siyasal süreçtir. İran’ın Şah Dönemi’nin izlerini tamamen
silerek Şii inancına dayalı radikal birİslami Cumhuriyet yaratma projesi
Sovyetlerin radikal Komünizmi yumuşatma çabalarıyla aynı döneme
rastlamıştır. Bu nedenle ilişkilerin düzelmesi her iki ülkede açısından da pek
çok şeyin değişmesine bağlı kalmıştır. İlginç bir şekilde, 1980’li yılların
62 Eva PatriciaRakel, “ Iranian Foreign Policy since the Iranian Islamic Revolution: 1979-2006 “,
PGDT ( Perspectiv Global Development Technology 6 ), 2007, p. 161. 63Nikki R. Keddie, Modern Iran ( RootsAndResults of Revolution ), Uptadet Edition, Yale
University Press, 2003, p. 258.
180

sonlarında Sovyet-İran ilişkilerini değiştirecek pek çok olay artarda meydana
gelmiştir. Önce İran-Irak savaşı sona ermiş ve bunun ardından Sovyetler Birliği
Afganistan’dan çekilmiş ve iki ülke ilişkilerini zehirleyen en önemli
anlaşmazlık ve çatışma konuları ortadan kalkmıştır. 1988’de Gorbachev’un
içerde Glasnost ve Perestroika politikalarını hayata geçirmesi bütün dünya ile
olduğu gibi İran’la da ilişkilerin gelişmesini daha çok arzulayan bir Sovyetler
Birliği ortaya çıkarmıştır. 1989’da Humeyni’nin ölmesi üzerine aynı arzu İran
tarafında da ortaya çıkınca yakın ilişkiler önündeki iç ve dış bütün engeller
ortadan kalkmıştır. 1991’de Sovyetler Birliği dağıldığında İran’la Rusya
Federasyonu arasındaki ilişkiler için hazır ve çok elverişli bir zemin vardı.
Kaynakça
Armaoğlu, Fahir, 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi, Alkım Yay. İstanbul, 1999.
Atkin, Muriel, Russiaand Iran, 1780-1828, Minnesota Archive Editions, 1980.
Battle, John M., “ Uskoronie, Glasnost and Perestroika: The Pattern of Reform under Gorbachev
“, SovietStudies, Vol. 40, No. 3 ( Jul. 1988 ), pp. 367-384.
Central IntelligenceAgency(24 Dec. 1980), Special National Intelligence Estimate: Soviet
Interests, Policies, and Prospects with Respect to the Iran-IraqWar. ( http:www.foia.cia.gov/)
SNIE 11-34/36, 2-80, ( 30.12.2012).
Chicago Tribune, “ Iranians Storm Soviet Embasy “, March 7, 1988.
Erkan, Süleyman, “ The Invasion of Iran by the Allies During World War II “, Codrul
Cosminului, XVI, N0. 2 ,2010, pp. 109-132.
Hashim, Ahmed S. , “ The Iranian Armed in Politics, Revolution and War: Part One “ , Middle
East Policy, Vol. XIX, No.2, Summer 2012, pp. 98-116.
Hersberg, James G. , “ TheWar in Afghanistanandthe Iran-Contra Affairs : Missing Links ? “ ,
ColdWarHistory, Vol. 3, No. 3 ( April 2003 ), pp. 23-48.
Hess, R. Gary, “ The Iranian Crisis of 1945-46 and the Cold War” , Political Science Quarterly,
89, 1974, pp. 117-146.
Ivanenko V. / Vale, Michel, “ Twenty Years of Soviet-Iranian Economic and Technical
Cooperation “, Soviet and European Foreign Trade, Vol. 21, No. 1/2/3,
Economics and Political Economics ( Spring-1985 ), 135-143.
Katz, N. Mark, “ Russian-Iranin Relations in the Putin Era”, Demokratızatsıya, Winter, 2002, pp.
69-81.
Kaviani, Reza, “ The Iranian Communists and Soviet Union “, International Journal of Politcal
Science, Vol. 1, No. 1, Winter/Spring 2011, pp. 35-48.
Keddie, Nikki R. , Modern Iran ( Roots And Results of Revolution ), Updated Edition, Yale
University Press, 2006.
Khan, Zahid Ali / Ahmad, Shabir, “ Pakistan and Iran in Afghanistan: From Soviet Intervation to
the Fall of Taliban “ , Central Asia Journal, No. 64, 2011, pp. 2-18.
Kinzer, Stephen, Şahın Bütün Adamları, ( Bir Amerikan Darbesi ve Orta Doğu’da Terörün
Kökenleri ), Çev: Selim Önal, İletişim Yayınları, I. Baskı, İstanbul, 2004.
Milani, Abbas, “ Russia and Iran: An Anti-Western Alliance? “, Current History, October 2007,
pp. 328-332.
National Security Archieve , National Intelligence Daily ( Cable ), 11 January 1979, CIA-RDP
79T00975A0310000400002-1.
181
National Security Archieve, Projecting The Soviet Union in TheMiddle East, 14 July 1979,
Departman of State.AIRGRAM.
National Security Archieve, National Intelligence Daily ( Cable ) 19 January 1979, CIARDP79T00975A031000110001-4.
National Security Archieve, National Intelligence Daily (Cable) 4 May 1979,CIARDP79T00975A031400040001-8.
National Security Archieve, National Intelligence Daily ( Cable ) 12 May 1979, CIARDP79T00975A031400110002-9.
Rakel, Eva Patricia, “ Iranian Foreign Policy since theIranian Islamic Revolution: 1979-2006 “,
PGDT ( Perspectiv Global Development Technology 6 ), 2007, pp. 159-188.
New York Times, ( 29 Nov. 1955, 16 Feb. 1982, 14 Nov. 1982, 15 Dec. 1986, 5 Aut. 1987, 19
Nov. 1987, 7 Feb. 1988, 5 Oct. 1988, 5 Jan. 1989, 1 March. 1989).
Richards, Helmut, “ America’s Shah Shahanshah’s Iran”, MERIP Reports, 40, 1975.
Rubinstein, Alvin Z. , “ The Soviet Union and Iran Under Khomeini “, International Affairs, Vol.
57, No. 4, Autumn 1981, pp. 599-617.
Sanaie, Mehdi, “ Problems and Prospects of Iranian-Russian Relations “, Russia in Global
Affairs, Vol. 5, No. 3, July-September, 2007, pp. 171-181.
Sandbrook, Dominic, “ After the Revolution “ , New Statesmen, 26, 2009, pp. 30-35.
Takeyh, Ray, “ All The Ayatollah’s Men “, The National Interest, September/October 2012, pp.
52-57.
Tarock, Adam, “ Iran and Russia in ‘ strategic alliance ‘ ,Third World Quarterly, Vol. 18, No. 2,
2007, pp. 207-223.
Timmerman, R. Kenneth,“Iran Shows Its Soviet Sympathies”, The Wall Street Journal, 10 March
1989, p. A16: 4.
Trofino, Stefanny / Nemets, Alexandr, “ Russia: Tipping the Balance in theMiddle East “,
Journal of Slavic Military Studies, No. 22, 2009, pp. 367-382.
White, Jonathan, “ A Comparative Revolution “, Teaching History, No. 142, March 2011, 40-47.
Wright, M. , “ Iran as Gateway to Russia”, Foreign Affairs, No.127, 1942, pp. 370-378.
Yodfad, Aryeh, The Soviet Union and Revolutionary Iran, New York, 2011.
182

Konular