II. BAYEZİT DEVRİ ŞAİRLERİNDEN BEHİŞTÎ’NİN HAMSESİ

Celal Bayar Üniversitesi
254
CBÜ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ Yıl : 2011 Cilt :9 Sayı :2
II. BAYEZİT DEVRİ ŞAİRLERİNDEN BEHİŞTÎ’NİN HAMSESİ
Araş. Gör. Dr. Ersen ERSOY
Dumlupınar Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü
ÖZET
Bu makalede II. Bayezit devri şairlerinden Behiştî’nin hamsesi tanıtılmaktadır.
Öncelikle Türkiye ve dünya kütüphanelerindeki Türkçe el yazması eserlerin
envanterinin çıkarılmasına duyulan ihtiyaç vurgulanmıştır. Daha sonra biyografi
kaynaklarının Behiştî’nin hamsesi ile ilgili görüşleri kaydedilmiştir. Tezkirelerin ve
bibliyografik eserlerin hiçbirinin hamsenin tamamını doğru bir şekilde sıralamadığı
belirtildikten sonra Behiştî’nin hamsesini meydana getiren mesnevîler kısaca
tanıtılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Behiştî, Hamse, Leylâ vü Mecnûn, İskender-nâme, Heft
Peyker, Mihr ü Müşterî, Mahzenü’l-Esrâr
ONE OF THE SULTAN BAYEZID II ERA-POET BEHISTI’S KHAMSE
ABSTRACT
In this article we deal with khamsa (five epic poems) of Beheshti who was one
of the poets of Bayezit II. Firstly we focus on the need about inventory of Turkish
manuscripts found in libraries of Turkey, Europe, USA, Russia, Arab lands, Asia,
China, India. Following that, we give a look to views of biographical sources about
Beheshti’s khamsa. After we clarified that biographical and bibliographical sources did
not give the accurate list of the khamsa we shortly introduce mathnawis (romances) of
Beheshti.
Keywords: Beheshti, Khamsa, Leylâ vü Mecnûn, Iskandarnâma, Haft Paiker,
Mehr u Mushteri, Mahzenu’l-Esrâr
Dil, kültür ve edebiyat tarihimiz bakımından müstesna bir yere sahip
olan elyazması eserlerimiz başta ülkemiz olmak üzere dünyanın muhtelif
bölgelerindeki kütüphanelere yayılmış durumdadır.1
Bunların bir kısmının
kataloğu hazırlanalı bir asrı geçmiştir. Bazı kütüphanelerde katalog
hazırlandıktan sonra da Türkçe yazma eser alımı devam ettiğinden yeni
kataloglara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu konuda birkaç örnek vermek gerekirse
1
Türkçe yazma eserlerin katalogları için bkz. A. Turgut Kut, “Türkçe Yazma Eser
Katalogları Repertuvarı”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı Belleten, Ankara, 1972, s. 183- 240.
Sosyal Bilimler Dergisi Cilt:9, Sayı:2, Ekim 2011
Prof. Dr. Mahmut Kaplan Armağan Sayısı
255
mesela İngiltere’deki British Museum’un Türkçe yazma eserler kataloğu 1888
yılında neşredilmiştir. O tarihten günümüze bin iki yüz Türkçe eser daha
kaydedildiğinden yeni bir kataloğun hazırlanması mecburi olmuştur. Fransa
Milli Kütüphanesi’ndeki Türkçe yazmaların kataloğu 1933 senesinde
araştırmacıların istifadesine sunulmuştur. Ancak daha sonra bağışlar ve satın
almalarla yeni yazmalar eklenmiştir. Burada da yeni bir kataloğun hazırlanması
ihtiyacı hâsıl olmuştur (Birnbaum 1984). Avusturya Milli Kütüphanesi’nin
yazmalar kataloğu 1867’de yayımlanmıştır. Daha sonra kütüphaneye giren
eserlerle birlikte 2006 yılında yeni bir katalog hazırlanmıştır (Band 2006).
Bulgaristan Milli Kütüphanesi ve Kahire Üniversitesi Kütüphanesi gibi Türkçe
kıymetli yazma eserler ihtiva eden bazı kütüphanelerin ise bir kataloğu
bulunmamaktadır. Muhtelif ülkelerdeki milli kütüphaneler dışında şehir
müzeleri, üniversite kütüphaneleri ve özel koleksiyonlarda da Türkçe yazma
eserler bulunabilmektedir. Bazı kataloglara internetten pdf formatında bile
ulaşılabilirken bir kısım kütüphaneler hakkında sadece Türkçe yazma
koleksiyonları olduğundan haberdarız. Buraya kadarki ifadelerimizden
söylemek istediğimiz muhtelif kütüphanelerde pek çok dil ve edebiyat
yadigârımızın bulunma ihtimalinin olması ve bir an önce bir komisyon tesis
edilerek yazma eserlerimizin envanterinin çıkarılması gerektiğidir.
Hâlihazırda mevcut Türkçe elyazması eserlerin tam bir listesinin
elimizde bulunmaması dolayısıyla Behiştî’nin hamsesinden söz eden
yayınlarda, ansiklopedi maddelerinde ve edebiyat tarihlerinde onun beş
mesnevisinin tamamının günümüze ulaşmadığı veya henüz ele geçmediği ifade
edilir. Hâlbuki hamsenin tamamı İngiltere’de Londra’ya bir buçuk saat
mesafedeki Durham’da bulunan Ushaw College Kütüphanesi’ndedir. Bu durum
günümüze kadar ulaşmadığı sanılan pek çok dil, edebiyat, tarih, kültür ve
bilimle ilgili eserlerin adı sanı duyulmamış kütüphanelerde mevcut
olabileceğinin bir göstergesidir. Hamsenin varlığına Eleazar Birnbaum ve V. L.
Mènage gibi batılı Türkologlar temas etmişlerdir. Ülkemizde hamsenin
tamamının varlığının bilinmemesi ve Leyla vü Mecnun ile Heft Peyker
dışındaki mesnevilerle ilgili bir çalışma yapılmamış olmasından dolayı bu
yazının kaleme alınması lüzumu doğmuştur.
Öncelikle klasik biyografi kaynaklarının Behiştî’nin hamsesiyle ilgili
söylediklerine değinmek gerekir. Bu konuda Sehî Bey (ö. 1548/9) Hamse-i
Nizâmî’nin tamamını Türkçeye tercüme ettiğini belirtir (Mehmed Şükrî 1325:
94). Mahzenü’l-Esrâr, Hüsrev ü Şîrîn, Leylâ vü Mecnûn, Heft Peyker, İskendernâme
mesnevileri Nizâmî’nin (ö. 1203/?) hamsesini meydana getiren eserlerdir.
Latîfî, (ö. 1582) Behiştî’nin hamsesinin Vâmık u Azrâ, Yûsuf u Züleyhâ, Hüsn
ü Nigâr, Süheyl ü Nevbahâr ve Leylâ vü Mecnûn mesnevilerinden meydana
geldiğini söyler (Canım 2000: 194-195). Kâtib Çelebi, (ö. 1657) Keşfü’zzünûn’da
Latîfî’nin sıralamasını tekrar eder (Levend 1998: 110). Kınalızade
Hasan Çelebi, şairin bir hamsesi olduğunu ifade eder. Yalnızca Yûsuf u Züleyhâ
mesnevisi olduğunu belirtir ve tezkiresinde adı geçen eserden iktibas yapar
Celal Bayar Üniversitesi
256
(Kutluk 1989: 226). Gelibolulu. Âlî (ö. 1600) Behiştî’nin hamsesi olduğunu
ifade etmekle birlikte bunların adlarının ne olduğunu belirtmez (İsen 1994:
153). Âşık Çelebi, (ö. 1572) Behiştî’yi biyografik eserine almakla birlikte
hamse hakkında bir bilgi vermemiştir (Owens 1971: 58 a) Behiştî’yi
Tezkiresinde tanıtan Riyâzî, (ö. 1644) hamseyle ilgili herhangi bir beyanda
bulunmaz.2
Kaynakların hiç biri Behiştî’nin hamsesinin neler olduğu konusunda
doğru bilgi vermemiştir. Şâirin takriben on altı bin beyitten müteşekkil
hamsesini Mihr ü Müşterî, Mahzenü’l-Esrâr, Heft Peyker, Leylâ vü Mecnûn ile
İskender-nâme mesnevîleri oluşturur. Bunlardan Mihr ü Müşterî’yi ilk olarak
Assâr-ı Tebrizî (ö. 1381) kaleme almıştır. Diğer mesnevîlerin ilk örneğini
Genceli Nizâmi (ö. 1203?) yazmıştır.
V. L. Mènage, sayfaları tamamen karıştırılmış olarak dikilen ve kafa
karışıklığına yol açan hamsenin yazma nüshası ile ilgili detaylı bir tavsif kaleme
almıştır. Buna bir de Behiştî’nin biyografisini eklemiştir. Daktilo ile yazılan ve
yazmanın fotokopisi ile birlikte tarafımıza gönderilen bu tavsife göre, yazmanın
kâğıdı 25,5x16 cetveli ise 17,5x9,5 cm ölçülerindedir. Her sayfada yirmi bir
satır; her satırda iki beyit vardır. Böylece her sayfada kırk iki beyit mevcuttur.
Sayfalar dörder kolondan meydana gelmiştir. Cetveller altın yaldızlıdır. Yazma
nestalik hatla kaleme alınmıştır. Başlıklar kırmızı mürekkeple yazılmıştır.
Yazmada dört serlevha vardır. Bunlar 1b, 48b, 75b ve 105b’dedir. Yazmanın
ilgi çeken taraflarından biri de on altı minyatür ihtiva etmesidir. Bunlardan on
ikisi tam sayfadır. Yazmanın tamamında yaklaşık on altı bin beyit vardır.
Yukarıda da belirtildiği gibi sayfalar dikilirken sıralama karıştırılmış ve yazma
düzensiz bir hale gelmiştir. Her ne kadar Mènage, hangi sayfanın nerede yer
alması gerektiğini göstermişse de mesnevilerin transkribe edilip
değerlendirilmesi ve tercümenin aslı olan metinlerle karşılaştırılarak sağlam bir
metin tesisi mecburiyeti doğmuştur. Tavsiyemiz üzerine Marmara Üniversitesi
Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü öğrencisi olan Bünyamin Ayçiçeği İskendernâme,
Arzu Polat da Mihr ü Müşterî üzerine doktora çalışması yapmaktadırlar.
Hamseyi meydana getiren mesnevileri kısaca değerlendirecek olursak
Mihr ü Müşterî, yazmanın 1-16, 171-177, 168-170, 56, 17-48. varaklarındadır.
Mesnevî, MefāǾīlün MefāǾīlün FeǾūlün vezniyle yazılmış olup Hicrî 905/1499- 1500’de tamamlanmıştır. Behiştî Mihr ü Müşterî’yi Assâr-ı Tebrizî’den (ö.
1381) tercüme etmiştir. Assâr, eserini Celâyir hükümdarı Sultan Üveys’e
sunmuştur. Assâr’ın mesnevîsi beş bin yüz beyit civarında, Behiştî’ninki
yaklaşık dört bin beş yüz elli beyittir. Mesnevî, İlāhī eyle bīnā çeşm-i cānı/
Getür źikrüň ile nuŧķa zebānı beytiyle başlayıp Tamām idüp bu śaĥf-ı pür-
śavābı/Buňa ħatm eyledüm temme’l -kitābı beytiyle sona erer. Türk
edebiyatında Behiştî’den başka II. Murat devri şairlerinden Hassân, Münîrî(ö.
1521?), Mîrî (ö. 1599), Azmî Pîr Mehmed, Molla Mâşîzâde Derviş Fikrî (ö.
2
Riyâzî, Tezkiretü’ş-şuarâ, Nuruosmaniye Kütüphanesi 3724, vrk. 42b.
Sosyal Bilimler Dergisi Cilt:9, Sayı:2, Ekim 2011
Prof. Dr. Mahmut Kaplan Armağan Sayısı
257
1584), Ümmü Veledzade Ali bin Abdülaziz (ö. 1572), Lokman bin Seyyid
Hüseyin ve Ağacan bin Emir Hüseyin Mihr ü Müşterî mesnevisi kaleme alınan
şairlerdendir (Arslan 2009: 115-117).
Hamsenin diğer mesnevîsi Heft Peyker’dir. Bu mesnevî yazmanın 48- 55 ve 57-75. varakları arasındadır. Diğer mesnevilere göre en düzenlisi budur.
FeǾilā tün FeǾilātün FeǾilün vezniyle kaleme alınmış olan mesnevi, Yā Rab eyle
dile feyżüňi müdām/ Kim olur feyżüň-ile naġz-ı kelām beytiyle başlar ve Çü
ŧoķuz yüz on üçe irdi ĥisāb/Ħamse ħatm oldı vü ketb oldı kitāb beytiyle sona
erer. Son beyitten de anlaşılacağı üzere mesnevi hicri dokuz yüz on üç tarihinde
tamamlanmıştır. Yaklaşık bin dokuz yüz elli beyitten müteşekkil olan
mesnevide üç minyatür vardır. Behiştî’nin Heft Peyker mesnevîsi hakkında
Şener Demirel bir yüksek lisans çalışması yapmış ve mesnevînin metnini e- kitap olarak yayımlamıştır. Edebiyatımızda Behiştî’den başka Alî Şîr Nevâyî,
Râ’î, Aşkî, Lâmi’î, Nev’îzâde Atâyî, Bursalı Şâh Ali Ulvî, Kudsî Çelebi,
Hayatî, Trabzonlu Ramazan, Emîn Yümnî, Subhîzâde Feyzî gibi şairler
Nizâmî’nin Heft Peykerine nazire mesneviler kaleme almış almışlardır
(Dilperîpûr 2005: 236).3
Mahzenü’l-Esrâr, yazmanın 178-195, 202-203, 140-142. varaklarında
yer almaktadır. Menage, yukarıda bahsettiğimiz tavsifinde bu hikâyenin 33
varaktan ibaret olması gerektiğini 1. ve 20-27. varakların yazmada
bulunmadığını ifade eder. Yaklaşık iki bin dört yüz beyitten meydana gelmiş
olması gereken Mahzenü’l-Esrâr’ın yazmada bin sekiz yüz beyti vardır. Behiştî,
adı geçen mesnevîyi Müfte’ilün Müfte’ilün Fâ’ilün vezniyle kaleme almıştır.
Bu mesnevide üç adet minyatür yer almaktadır. Nizâmî’nin kaleme aldığı
Mahzenü’l-Esrâr, bin yüz yetmiş altı yılında Erzincan’da hüküm süren Melik
Fahreddin Behramşah namına yazılmış olup iki bin iki yüz altmış üç beyitten
müteşekkil mistik bir mesnevidir (Tarlan 1944: 74).
Leylâ vü Mecnûn mesnevisi, 75-91, 96-105. varaklarda bulunmaktadır.
1865 beyitten müteşekkildir. Bu nüshada beş adet de minyatür vardır. Allâhı çü
źikr ide suhan-gūy/Elbette olur kelām-ı dil-cūy beytiyle başlayıp Ħāme bu
maĥalde oldı ebkem /Ħatm eyledi ħātimesini temm beytiyle sona eren mesnevi
MefǾūlü MefāǾilün FeǾūlün kalıbıyla yazılmıştır. Leylâ vü Mecnûn’un Ushaw
College nüshasından başka bir kopyası da İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi
TY 5591 numaradadır. Üniversite nüshası İngiltere’dekine oranla çok daha fazla
beyit ihtiva etmektedir. Üniversite nüshası üzerinde Zeynel Abidin Aygün
tarafından Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde bir doktora
çalışması yapılmıştır. Edebiyatımızda Leylâ vü Mecnûn mesnevisi Behiştî’nin
yanı sıra Edirneli Şâhidî, Alî Şîr Nevâyî, Hamdullâh Hamdî, Ahmed-i Rıdvân,
Sevdâî, Hakîrî, Fuzûlî, Lârendeli Hamdî, Celîlî, Celalzâde Sâlih, Halîfe, Atâyî
(Azerbaycan Türkçesiyle), Kafzâde Fâizî, Örfî Mehmed Ağa, Andelîb
3
Makaledeki Nizâmî’nin Heft Peykerine nazire yazanlarla ilgili tespitlerin bir kısmı
yazar Asgar Dilperîpûr’ya bir kısmı ise çeviren M. Fatih Köksal’a aittir.
Celal Bayar Üniversitesi
258
(Türkmen Türkçesiyle), Nâkâm (Azerbaycan Türkçesiyle) gibi şairler tarafından
da kaleme alınmıştır (Levend 1998: 132).
İskender-nâme, yazmanın dağınık bir şekilde şu yapraklarında bulunur:
105b-107, 110-130, 92-95, 131-139, 143-144, 146-150, 108, 151-154, 109, 145,
155-167, 196-201, 204-207. Yazmada altı varaklık bir eksiklik vardır.
Muhtemelen tamir esnasında bazı varaklar kopmuş olmalıdır. Hikaye, Ħudāyā
cihān şāhı sensin hemīn /Ki fermān-berüňdür semā vü zemīn beytiyle başlayıp
Ŧoķuz yüz ŧoķuzında oldı tamām/Bu nažm -ı ħoş-āyende temme’l-kelām
beytiyle nihayete erer. Mesnevî, FeǾūlün FeǾūlün FeǾūlün FeǾūl vezniyle
yazılmıştır. Mesnevî, altı bin elli dokuz beyitten meydana gelmektedir. Bu
mesnevîyi edebiyatımızda Behiştîden başka XV. asır edibi Hamzavî (Kraftt
1842: 52) mensur olarak; Ahmedî, Ali Şir Nevâyî, Hayâtî, Ahmed-i Rıdvân,
Nev’îzâde Atâyî manzum olarak kaleme almışlardır. Kaynaklar Figânî’nin de
böyle bir eser yazdığını söylüyorlarsa da bu henüz ele geçmemiştir (Dilperîpûr
2005: 239).
Yazmanın dikkat çeken bir başka özelliği on altı minyatürle bezeli
olmasıdır. Hamseye yazdığı tavsifte minyatürlere değinen Menage, bunları işin
uzmanlarına gösterdiğini ve onlardan aldığı cevaba göre bunların üçünün
orijinal olup, XVI. yüzyılın ilk yarısına ait olduğunu ifade ettiklerini söyler.
Diğerlerinin ise yazmanın tamir gördüğü XIX. yüzyılda eklendiğini belirtir.
Hamsedeki minyatürler şunlardır:
Mahzenü’l-Esrâr:
189a Seyyid Battal’ın Hıristiyan savaşçıyla savaşması
202b Zarif bir pir ile bir gencin konuşmaları
Mihr ü Müşterî
56a Mihr’in eşkıyanın kafasını koparması
Heft Peyker
53b Behram’ın bir ejderi öldürmesi
55a Behram’ın Hakanla savaşması
63a Behram’ın fille savaşması
Leylâ vü Mecnûn
82a Leylâ ve Mecnûn’un karşılaşıp âşık olmaları
85a Şerif’in Mecnûn’un Leylâ’ya mektup yazdığını görmesi
96a Şerif ve Mecnûn’un Kâbe’ye gitmeleri
99a Leylâ’nın Mecnûn’u çölde vahşi hayvanlar arasında görmesi
102a Şerif’in Mecnûn’un ölüsünü bulması
İskender-nâme
126b Ordusu hezimete uğramış olan Dârâ’nın boğdurulması,
askerlerinin asılması
92a İskender’in Dârâ’nın kızıyla ziyafet etmesi
136b Kaytâs’ın düşman askerini kementle yakalaması
143a İskender’in Pîrûs’u öldürmesi
196 İskender’in Mağrib’de düşmanla savaşması.
Sosyal Bilimler Dergisi Cilt:9, Sayı:2, Ekim 2011
Prof. Dr. Mahmut Kaplan Armağan Sayısı
259
Behiştî’nin Osmanlı Tarihine ilişkin eseri araştırmacıların malumu idi
(Babinger 1992: 49). Bunun bazı bölümlerini Brigit Moser Almancaya tercüme
etmiştir. Hamsesinin ortaya çıkmasıyla birlikte ondan günümüze altı eserin
ulaştığı sabit oldu. Dublin’deki Chester Beatty kütüphanesinde 430 numaralı
yazmanın Behiştî’ye ait olduğu söylenmektedir (Minorsky 1958: 53). Bu
divanda bir dibace, Kanuni Sultan Süleyman Methiyesi, Ahmet Paşa, Konyalı
Nizami, Necatî, Şeyhî gibi eski şairleri değerlendiren bir şiir ve dört yüz kırk
dört gazel vardır. Her ne kadar kataloğu hazırlayan Minorski adı geçen divanı
yazımızın konusu olan II. Bayezit devri şairlerinden Ahmet Sinan Behiştî’ye
nisbet ediyorsa da eserin Vizeli Behiştî’ye ait olma ihtimali vardır. Çünkü
divanda Kanuni Sultan Süleyman’ı öven bir methiye bulunmaktadır. Ahmet
Sinan Behiştî’nin Sultan Süleyman devrine erişip erişmediğini bilmiyoruz.
Ancak Vizeli Behiştî’nin o dönemde yaşadığı malumdur. Divanın tetkik
edilmesi bu meseleyi aydınlığa kavuşturacaktır. Eğer divan Ahmet Sinan
Behiştî’ye aitse şairin yedinci eseri de günümüze ulaşmış olacaktır. Behiştî’nin
eserlerinden Leylâ vü Mecnûn ile Heft Peyker hakkında biri doktora biri yüksek
lisans olmak üzere akademik çalışma yapılmıştır. İskender-nâme ve Mihr ü
Müşterî ile ilgili olarak tavsiyemiz üzerine doktora çalışmaları başlamıştır. Bu
eserlerin de detaylı bir şekilde ele alınmalarıyla Behiştî’nin edebi yönü daha iyi
aydınlanacak biyografisiyle ilgili yeni bilgiler ortaya çıkacaktır. Ayrıca onun
eserlerinin sadece basit bir çeviri mi olduğu yoksa şairin bu çevirilere herhangi
bir katkıda ulunup bulunmadığı meselesi de aydınlanacaktır. Görüldüğü üzere
günümüze ulaşmadığı sanılan önemli bir dil ve edebiyat yadigârı İngiltere’deki
küçük bir kütüphânede mevcuttur. Buna benzer kayıp olduğu zannedilen pek
çok eserimizin muhtelif kütüphanelerde bulunma ihtimali vardır. En kısa
zamanda bir proje kapsamında ekip çalışmasıyla yurtdışındaki kütüphanelerde
bulunan Türkçe elyazmalarının en azından bir envanteri çıkarılmalıdır. Böyle
bir çalışma hazırlanmadan yazılan her edebiyat tarihi bir yönüyle eksik
kalacaktır. Bunların dijital kopyaları getirtilerek araştırmacıların istifadesine
sunulmalıdır. En azından kendi imkânlarıyla bu eserlere ulaşmaya çalışanlara
yardımcı olunmalıdır.
KAYNAKLAR
ARSLAN, Mustafa (2009), “Türk Edebiyatında Mihr ü Müşterî
Mesnevileri ve Mîrî’nin Mihr ü Müşterîsi”, Turkish Studies, Volume 4, Issue 7.
ÂŞIK ÇELEBİ (1971), Meşâiru’ş-şuarâ, Haz. G. M. Meredith Owens,
Londra, vrk. 58a.
BABİNGER, Franz (1992), Osmanlı Tarih Yazarları ve Eserleri, Çev.
Coşkun Üçok, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara.
BAND, Fünfter (2006), Katalog der Turkischen Handschriften der
Österreichischen National Bibliothek, Türk Tarih Kurumu, Ankara.
Celal Bayar Üniversitesi
260
BIRNBAUM, Eleazar (1984), “Turkish Manuscripts: Cataloguing Since
1960 and Manuscripts Still Uncatalogued: Part 4: Hungary, Czechoslovakia
Poland, Great Britan, Ireland, The Netherlands, Belgium, France, Germany,
Switzerland, Austria, Italy, Finland, United States, Canada ” Journal Of The
American Oriental Society, Vol. 104, No: 2.
DİLPERÎPÛR, Asgar (2005), Türk Edebiyatında Nizâmî’nin
Takipçileri ve Hamsesine Nazire Yazanlar”, Çev. M. Fatih Köksal, Klasik Türk
Şiiri Araştırmaları, Ankara.
İSEN, Mustafa (1994), Künhü’l-ahbâr’ın Tezkire Kısmı, Atatürk Kültür
Merkezi Yayınları, Ankara.
KINALIZADE HASAN ÇELEBİ (1989), Tezkiretü’ş-şuarâ I, Haz.
İbrahim Kutluk, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara.
KRAFTT Albrecht (1842), Die Arabischen, Persischen und Turkischen
Handschriften der K.K. Orientalischen Akademie zu Wien, Viyana.
KUT, Turgut Kut (1972), “Türkçe Yazma Eser Katalogları
Repertuvarı”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı Belleten, Ankara, S. 183-240.
LATÎFÎ (2000), Tezkiretü’ş-şuarâ ve Tabsıratu’n-nuzamâ, Haz. Rıdvan
Canım, Atatürk Kültür Merkezi Yayınları, Ankara, s. 194, 195.
LEVEND Agah Sırrı (1988), Türk Edebiyatı Tarihi I, Türk Tarih
Kurumu Yayınları, Ankara.
MİNORSKY Vladimir (1958), A Catalogue of Turkish Manuscripts and
Miniatures, Dublin.
RİYÂZÎ, Tezkiretü’ş-şuarâ, Nuruosmaniye Kütüphanesi 3724, vrk. 42b.
SEHÎ BEY (h. 1325), Tezkiretü’ş-şuarâ, Haz. Mehmed Şükrî, Matbaa-i
Âmidî, İstanbul, s. 94.
TARLAN Ali Nihad (1944), İran Edebiyatı, Remzi Kitabevi, İstanbul.
Sosyal Bilimler Dergisi Cilt:9, Sayı:2, Ekim 2011
Prof. Dr. Mahmut Kaplan Armağan Sayısı
261
Behiştî’nin Leylâ vü Mecnûn mesnevîsinden bir minyatür: Leylâ ve
Mecnûn’un karşılaşıp âşık olmaları.

Konular